Ahmet Mümtaz Taylan ve Gonca Vuslateri Lüleburgaz’a konuk oldu

Lüleburgaz Belediyesi tarafından Kültür Etkinlikleri kapsamında 2017 yılından beri düzenlenen Çınaraltı Sohbetleri, 15 Ağustos 2018 Çarşamba günü Zübeyde Hanım Parkı’nda Oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan ve Oyuncu Gonca Vuslateri’yi ağırladı. Umut Verenler ‘Sinema- Televizyon’ başlığıyla gerçekleşen etkinliğin moderatörlüğünü Ünlü Sunucu Celal Pir üstlenirken, Oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan ve Gonca Vuslateri konuşmacı olarak yer aldılar. Düzenlenen etkinlik Moderatör Celal Pir’in sinemanın ülke gerçekliğindeki yerini sormasıyla başladı. Ahmet Mümtaz Taylan “Sinema ve televizyon ülke konjektörüne göre yürür. Toplumun ihtiyacı ve talebi neyse sektör ona cevap verir. Ona göre projeler üretir. Bir sene tarihi, bir sene polisiye, bir sene dram dizileri popüler hale gelebilir. Dizi türleri de bu yüzden ülke konjektörüne göre belirlenir. Türkçe’de meydan vermemek diye bir deyim var. Toplumdan korkan yöneticiler tarafından Türkçe’ye girmiştir. Meydanda toplanan insanlardan her zaman korkulmuştur. Fakat görüyorum ki Lüleburgaz meydan vermiş. Tebrik etmek gerekir diye düşünüyorum. Umut meydandadır. Sosyal alanda bize benzemeyenlerle de bir arada olmamız gerekiyor. Bugün LYSA’yı gezdik. Güzel bir alan yaratmışlar. İstanbul’da bile böyle büyük salonlar yok. Dans, müzik, sinema, tiyatro, heykel gibi sanatsal faaliyetlerde toplumların buluştuğu bir ortam olmuş. İşte meydan budur.” dedi.

Taylan, sinemada ve televizyonda küfür kullanımına sıklıkla yer verildiğini ve bundan rahatsızlık duyduğunu belirten bir izleyiciye ise “ Küfür toplum içerisinde yer alan bir unsur. Herkesin dilinde. Gündelik hayatın bir parçası durumunda. Dramanın görevi toplumu yansıtmaktır. O yüzden sinemada küfürle karşılaşmanız normal. Toplum küfrettikçe sinemada bunu işleyecektir. Hayatta sadece edep yok. Küfür, tecavüz, istismar, hırsızlık gibi kötülükler var. Sinema bunu yansıtmak zorunda. Toplum kötülük yapmasın, sinema da işlemek zorunda kalmasın. Bütün bir filmde sadece küfür alınıyorsa o kişide sorun vardır. “ diyerek cevap verdi. Gonca Vuslateri ise “Televizyonda zaten çok fazla sansür var. Bu ülkede 10 yıldır aşk sahnesi çekilmiyor. Hayatta aşk ta var sevgi de var. Bunlar gösterilmiyor.” dedi.

Mustafa Kınoğlu’nun oyuncu ücretlerinin nasıl belirlendiği sorusuna ise Taylan “ Türkiye’de oyuncular 16 saat çalışıyorlar. Özel hayatın olmuyor. O çalışma süresine göre az kazanıyorlar. Biz daha da az alıyoruz. Çok kazanan arkadaşlarımız varsa da helali hoş olsun. Hak ediyorlar. Gonca Vuslateri ise “ Kesinlikle özel hayatın olmuyor. Özel hayatını yönetmen belirliyor. Sirkeci Garı’nda 32 saat çalıştığım oldu.” derken sanatçıların sorumlulukları üzerine gelen soru üzerine ise Vuslateri “ Sokaktakilerle beraber olup onların sıkıntısına ortak olduğum için 3 sene iş alamadım. Ama buna değersiniz. Toplum içinde yer alıyorum çünkü sosyal sorumluluğum var. Ama öfkeli toplum istemiyorum. Öfkeye ortak olmam.” dedi.  Ahmet Mümtaz Taylan ise “ Cumhuriyetin ilk yıllarında sanatçı sorumluluk almak zorundaydı. Ama artık değil. Sanatçıya görev yüklüyorsunuz. Sanatçı belli kalıplara bağlı kalarak yaratıcı olamaz. Karakterler bedel öder “ diyerek cevap verdi.

Utku Kırdaş’ın “40 dakikalık bir program 2 saat 40 dakika sürüyor. Sorumlusu kim?” sorusuna Taylan “ RTÜK 30 dakikada bir reklam gelebilir ve süresi 10 dakikadır dediği için bu böyle.” diye cevap verdi. Celal Pir yurtdışındaki dizilerde 40 dakikalık bölüm başına 4 milyon dolar, bizde 2 saat 40 dakikalık bölüm için 500 bin TL ödeniyor.” diyerek ekonomik durumu belirtti. Gonca Vuslateri ise 40 ülkede dizisinin yayınlandığını fakat hiçbirinden telif alamadığını belirtti. Utku Kırdaş’ın ‘sanatsız dünya olur mu?’ sorusunu Taylan “ Sanatsız dünya olmaz. Sanat hep varolmuştur.” diye yanıtladı.

Buğra KAYA