Lüleburgaz Devlet Hastanesi’nden prostat MR’ı görüntülemesi başladı
Pehlivanköy Kaymakamı’ndan Kırklareli Valisi’ne veda ziyareti
Kırklareli’nde korkutan yangın
8 KASIM PARKI’NIN TEL ÇİTLERİ ÇALINDI
Bu haber 28 Ağustos 2020, Cuma 17:05 tarihinde eklendi. 642 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

KUL OLMAKTAN MİLLET OLMAYA GİDEN YOL

KIYMETLİ LÜLEBURGAZ’LILAR , DEĞERLİ DOSTLARIM; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu sağlayan “ŞANLI 30 AĞUSTOS BÜYÜK TAARRUZU” nun 98. Yıl dönümünü kutlamanın gururunu yaşıyoruz.
KUL OLMAKTAN MİLLET OLMAYA GİDEN YOL  

İzmir’de atılan “İLK KURŞUN”la başlayan “MİLLİ MÜCADELE”  Türk Milleti’nin İstiklal Ateşi ile beslenmiş, gelişmiş ve “30 AĞUSTOS ’ta DÜŞMENIN KESİN YENİLGİSİ” ile sonuçlanmıştır.

 30 Ağustos 1922’de kazanılan bu “BÜYÜK ZAFER” ile; Düşman kuvvetlerini ülkemiz topraklarından atarak, yeniden özgürlüğümüze ve bağımsızlığa kavuşmamız sağlanmıştır.

Maddi ve manevi gücünü yitirdiği iddia edilen Türk Milleti “30 AĞUSTOS ZAFERİ” nden sonra  Çağdaş ve yüzü medeni dünyaya dönerek “YENİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ” nin kurulmasının temelleri atılmıştır.

Ancak 30 Ağustoslar kolay başarılmadı. Türk Milleti bu anıları asla unutmamalıdır. Bu büyük savaşı kazandıran bu büyük ruh yapısıdır.  

Mustafa Kemal ATATÜRK, bu savaşa çok iyi hazırlanmıştır. Bu savaş kaybedilirse; İngilizler İstanbul ve boğazını, Yunanlılar Ege ve Trakya’yı, İtalyanlar Güneybatı Anadolu, İngilizler Güneydoğu Anadolu, Fransızlar Adana ve civarında, Ermeniler ve Kürtler Doğu Anadolu’da olacaklardı. Türk Milleti de Ankara, Çankırı, Kastamonu ve Samsun civarında yaşayacaklardı.  

 İşte 30 Ağustos Zaferi bunun için çok önemlidir. Varoluş ve yok oluş mücadelesidir. Bütün Türk Milleti bu savaşı böyle hatırlamalıdır.  Onun içindir ki; Mustafa Kemal Paşa, bu ölüm-kalım savaşına çok iyi hazırlanmıştır. Savaşın komutanlarını da çok iyi seçmiştir.

Mustafa Kemal Paşa, en zor komutanlıklardan biri olan Albay Reşat’ı 57. Tümen Komutanlığı görevine atar. BÜYÜK TAARRUZ’un 2. Gününde, bizzat Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından muharebenin ve milletin kaderini etkileyecek en kritik mevkilerden olan SİNCANLI OVASI’ ndan DUMLUPINAR’a kadar  tüm yollarından önündeki en stratejik engel olan Çiğiltepe’yi düşmandan temizlemeyi Albay Reşat’a görev olarak vermişti.

Ne var ki, bu tepenin önemini çok iyi bilen Yunan Başkomutan Trikopis,, en zinde kuvvetlerini, üstün ateş gücüyle bu tepeye yığmış; tahkimatı tamamlamıştır. Bundan sonrası askeri kayıtlara şöyle geçer.

27 Ağustos 1922 sabahı Albay Reşat’ın komutasındaki 57. Tümen Çiğiltepe’yi kuşatmış, düşmanı bu tepeden temizlemeye çalışmaktadır.   

Ordumuz tüm cephelerde ilerlerken Çiğiltepe’ nin  hala ele geçirilememiş olması sıkıntı yaratıyordu.

 Bu sırada Albay Reşat ile Başkomutan Mustafa Kemal Paşa arasında şu telefon konuşmaları geçer.

MUSTAFA KEMAL; (SAAT 10.30) Reşat Bey bu önemli tepeyi ne zaman alacaksınız? Gecikmeniz genel durumu etkiliyor.

ALBAY REŞAT; Komutanım yarım saat sonra alacağız.  

MUSTAFA KEMAL; (SAAT 10.45) Reşat Bey, düşmanın hala direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede çok önemli.

ALBAY REŞAT;  Komutanım düşman tepeye bir tümen yığmış direniyor.  Ama alacağız, mutlaka alacağız. Yarım saat sonra tepe Yunan’dan temizlenecektir.

MUSTAFA KEMAL; (11.00) Reşat Beyi istiyorum

…..  Komutanım ben emir subayı Bozkurt Kaplangı, Reşat Bey size bir mektup bırakarak intihar etti.

Okuyorum;

“Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım”

Mustafa Kemal Paşa’nın gözlerinden yaşlar boşanır; Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatan severdir, der.

11.45 te Başkomutanın telefonu çalar, 57. Tümenden aranmaktadır;

Çiğiltepe alınmıştır Komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası’ na doğru kaçmaktadır. Arz ederim…

30 Ağustos Zaferi böyle vatansever Komutanların eseridir.

Şimdi sıra sizde, Albay Reşat Bey’in ruhunun şad olması için, vicdanlarınızın rahatlaması için bayraklarınızı alın, anne, babalar çocuklarınıza Albay Reşatları anlatın, Atatürk sevginizi haykırın, özgürlüğün tadını çıkarın, özellikle utturmaya çalışanlara inat, milli bayramların coşkusunu yaşayın ve yaşatın.

Bu zafer; Yüce Milletimizin ve onun kahraman ordusunun en zor şartlarda nasıl şahlandığının en büyük örneğidir. Bu zaferin her safhası dahiyane bir zeka ile düşünülerek hazırlanmış, yönetilmiş ve sonuçlandırılmıştır.

30 AĞUSTOS ZAFERİ ; Anadolu halkının diriliş mücadelesinin ürünüdür.

Bu kutlu günü bizlere armağan eden BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve silah arkadaşlarını ve bu ölüm-kalım savaşının kazanılmasına destek veren milletimize saygı ve hürmetlerimizi, sunuyoruz. Bu büyük zaferin kıymetini biliyoruz. ATA’mızın gösterdiği aydınlık ve çağdaş yolda yürümeye devam edeceğiz. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkacağız, medeni dünyanın bir parçası olmaya devam edeceğiz. Bizi millet olarak insanca yaşamamıza imkan sağlayan büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bu savaşı kazanamasaydı, başımıza neler geleceğini düşünmenizi rica ediyorum. Acaba özgür olabilecek miydik? Acaba medeni dünyanın bir parçası olabilecek miydik? Dünyanın en iyi 20 ekonomisinin içine girebilecek miydik? Bugün ki Türkiye’n in, modern Türkiye’nin bu başarısı 30 Ağustos Zaferinin eseridir. Çünkü ümmetten, millet olduk tek adam rejiminden özgürlüğümüzü  kazandık. Özgürlüğün ne kadar kıymetli olduğunu anladık.

Kıymetli dostlarım, değerli Lüleburgazlılar;

Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ ün, silah arkadaşları ile birlikte milletimizin desteği ile kazanılan 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 98. Yılı hepimize kutlu olsun.

                                                                                                                                              MAHİR KÖK

                                                                                                                                        Emekli Tuğgeneral

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek