İşçi sınıfı ve emekçi kitleler can yakan sorunlar ile boğuşurken, kibir dağlarına dönüşmüş iktidar sözcüleri insanları aptal yerine koymaya devam ediyorlar.
Hepimiz hatırlarız Aile, çalışma ve sosyal hizmetler bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, eline "iş-aş" yazdıktan sonra intihar eden 45 yaşında ki bir emekçiye ilişkin soruları duymazdan gelerek şunları söylemişti.
"Yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, uluslar arasıdökümanlarda da ifade edildiği gibi artık Türkiye için sorun olmaktan kalktı"
Düşünün ki, yoksulluk yüzünden bir insan daha intihar ettiği gün sarf etti bu sözleri.
Bir kaç gün sonrada salgın yasakları nedeni ile işsiz kalan bir müzisyen geçim sıkıntısına dayanamayarak yaşamına son verdi.
"Yoksulluk yok diyen" Zehra Zümrüt Selçuk aynı zamanda Asgâri ücret komisyonunun başında bulunuyor.
Bu bakanın açıklamasının ardından, bir Akp milletvekili de "milletin midesine ekmek giriyorsa aç değildir" dedi pişkin bir şekilde.
Bu sözleri söyleyen kişi fabrikalarında çalışanlarının emeklerini sömüren bir kapitalisttir.
2013'te yeterli miktarda gıdaya ulaşamayan insan sayısı 13 milyon civarındaymış, aradan geçen sürede bu sayı 18 milyona ulaşmış oranı %22 olmuş, yaklaşık 7 milyon insan ise açlık düzeyinde yaşıyor bunun nüfusa oranı %8.5, işte bu tablo ile Zehra Zümrüt Selçuk hanımefendi iftihar edelim diyor.
KEŞKE SAYIN BAKANA SORABİLSEYDİM
Günde 39 liraya mahkum ettiğiniz işçi ailelerinin, 10 milyonu aşan işsizin, ayda 763 liralık bir gelir ile yaşayan 2.6 milyon emeklinin, asgâri ücretin altında maaş alan 8 milyon emeklinin, asgâri ücret ile yaşam mücadelesi veren 10 milyondan fazla işçinin varlığı ile mi iftihar edelim sayın bakanım.
Sevgili dostlarım dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.652 lira, yoksulluk sınırı ise 8.638 lira olmuşken ve milyonlarca insan en temel ihtiyaçlarını karşılayamazken, sırf açlıktan ölme noktasına gelmedikleri için iftihar mı edelim ?
Midelerine kuru ekmek girdiği sürece aç saymadığınız gençler, gelecek kaygısı ve çaresizlik içinde kıvranırken, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamayan anne, babalar yaşamlarına son verirken bu tablo ile gurur mu duyalım sayın bakanım.
21.yüzyıldayız yoldaşlarım birileri çıkıp iktidar ve sermaye çevrelerinin yaşadığı cennetin karşısında devasa yoksullar cehennemi uzandığını söylediğinde, sinirlenip, gerçekleri inkar ederler.
Ta yukarılardan emekçilerin inşa ettiği kulelerinden kibirle ve kasılarak "yaşadığınız hayat ile ıftihar edin" diye bas bas bağırırlar, ama unutmasınlar ki tüm bunlar uçup gitmiyor ve emekçilerin hafızalarına kazınıyor, kartların yeniden dağıtılacağı zamanı iple çekiyoruz bilin istiyorum.
Ne diyordu Hacı Bektaş Veli
"Bir olalım, iri olalım, diri olalım"
Sevgi ve saygılarım ile selam ederim.
