Kırklareli Nüfus Müdürü Atay'dan
Rüzgardan uçan çadır korkuttu
Müşerref Süzen toprağa verildi
Milletvekili Özkan saha çalışmalarına devam ediyor
Bu haber 26 Haziran 2021, Cumartesi 14:24 tarihinde eklendi. 1955 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

İSLAM DİNİNDE TEMİZLİK KAVRAMI,BEDENİN ve RUHUN TEMİZLİĞİ

Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (Aleyhisselat-u ves-selam)şöyle buyurmuştur: “Din temizlik üzerine kurulmuştur. Bu duruma göre taharet (temizlik) üç türlü temizlenmeyi kapsamaktadır.
İSLAM DİNİNDE TEMİZLİK KAVRAMI,BEDENİN ve RUHUN TEMİZLİĞİ  

- Beden, elbise ve çevrenin, kir ve pislikten temizlenmesi. Buna necâsetten temizlenme denir.

-Abdestsizliğin giderilmesi. Buna hadesten temizlenme denir. Boy abdesti, namaz abdesti ve bu ikisi mümkün olmazsa, bunların yerine geçmek üzere teyemmüm abdesti, hadesten temizlenmenin yollarıdır.

-Kalbin gurur, kibir, ucub, kin, hased, kıskançlık gibi mânevî kirlerden temizlenmesi ve bunun yerine iman, ihlâs, takva ve güzel ahlâkla süslenmesidir.

Âlimlerimiz bu hadis-i şerifi izah ederken hem zâhirî (dış) hem de bâtınî (dış) temizliğe işaret etmişlerdir. Zâhirî temizlik bedeni ve giysileri ve yaşanılan yeri necaset(pis) olarak bildirilen kirlerden arındırmanın ve temizlemenin yanı sıra, genel mana itibariyle Allah'ın yasakladıklarını terk edip emirlerini yerine getirmekle tahakkuk eder.

Bâtınî temizlik (iç temizlik) ise İslam'ın hoş görmediği ve yasakladığı kibir, riya, haset, kin nefret, dünya sevgisi ve  benzeri kötü ahlâklardan nefsi temizleyip; tevazu, hayâ, ihlâs, cömertlik,insaf sahibi olmak, güler yüzlü olmak,edep sahibi olmak, namuslu olmak, tevekkül sahibi olmak, sebat sahibi olmak, güzel sözlü,hilm(yumuşak huylu) sahibi olmak,sözündedurmak,yalan söylememek, doğru ve güvenilir olmak ve benzeri güzel ahlâklar ile süslemekle elde edilir.

Allah dostlarından bir zat şöyle buyurur:

“Kim ki zâhirini ibadetlere devam ederek süsler, bâtınını da güzel huylarla ahlâklanmak suretiyle mamur ederse, o kişinin iç ve dış güzelliği kemâle ermiştir. Zira kulun temizlikten nasibi, kötü ahlâk ve amellere uzaklığı ve güzel huylara yakınlığı nisbetindedir.”

Zâhirî amellerin, ibadetlerin ve Allah'ın emrettiği davranışların titizlikle yapılması, bâtınî amellerin de titizlikle yapılmasına zemin hazırlar. Amellerde titizlik ise; farzlara, vaciplere ve sünnetlere sıkı sıkıya  sarılarak ve yapılarak, yasaklananlardan da uzak durarak elde edilir. Kulluğun daimi ve güzel olması amellerin eksiksiz tamı tamamına eda edilmesiyle, tüm şartlarının eksiksiz yerine getirilmesiyle mümkündür. Zâhirini dış dünyasını güzelleştiren ve amellerin şartlarına riayet eden kula, Rabbimiz de bâtınî güzellikleri ihsan eder.

Zâhir ve bâtını güzelleştirmenin ve kemalli bir hale getirmenin  vesilelerinden bir diğeri de, hakiki olarak ve bir daha günah işlememek şartı ve gayreti ile yapılan bir tevbedir. Biliyoruz ki günah kirdir, kirliliktir. Günaha girende kendini kirletmiştir. Kul hem zâhirinde hem de bâtınında takva elbisesi denilen haramlardan ve şüphelilerden kaçınma ile oluşan elbiseye  bulaşan günah lekelerini tevbe ve pişmanlık ile temizlemeye çalışmalıdır. Lekelerden arındırdığı bâtınını iç dünyasını güzel ve Allah'ın razı olduğu amellerle donatmalıdır. Ayrıca zâhirî ve bâtınî edeplerin muhafazasına dikkat etmelidir.

Şayet edeplerin muhafazasında devamlılık olursa Peygamber Efendimiz'e (Sallallahu aleyhi ve sellem)itaatte tam olur. Bu hususta İslam alimleri şunu söylemişlerdir: “Nebevî edepleri yani Peygamber efendimizin bize tavsiye ettiği ve emrettiği şeyleri yapan ve bu şekilde kendini muhafaza eden kimseyi, Allah Tealâ kötü ahlâk ve çirkin ve pis işlere düşmekten muhafaza eder.”

Peygamber Efendimiz'in (Sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetlerini öğrenip tabi olmak bir müslümaniçin  son derece önemlidir. O’nun örnekliğinde ve onun bize tavsiye ve emrettiği şekliyle yapılan amellere karşılık kat  kat ecir ve mükâfat vardır. Bu sünnetleri bilebilmenin ve uygulamanın yolu  âlimlerin yazdığı kitapları okumak ve izini sürmektir. Böyle bir takip şekli bizi yanlışlara, bid’atlara ve küfre(dinden çıkmaya) düşmekten koruduğu gibi zâhirimizi ve bâtınımızı da güzelleştirir ,olgunlaştırır ve bizi insan-ı kâmil (olgun insan )haline getirir.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) günlük hayatın akışı  ve işleyişi içinde her işi ve durumu bir dua vesilesi yapmıştır.

O’nun duaları bize hem nasıl yakaracağımızı  ve Rabbimiz den neyi ve nasıl isteyeceğimiz öğretir hem de kulluk şuurumuza rehberlik ederek bizi onun razı olduğu bir kul haline getirir.

Peygamber efendimiz aleyhisselat-u ves-selam yemek yedikten sonra şu şekilde dua etmiş ve bizimde böyle dua etmemizi istemiştir;

“Allah’a hamdolsun. Allahım! Bana helal, güzel rızık yedirdiğin gibi beni sâlih amellerde kullan. Bu yemeği bana yedirip gücüm, kuvvetim olmaksızın beni rızıklandıran Allah’a hamdolsun.”

(Ebu Dâvud, Libas 1; TirmizîDaavât 56; İbnMâce, Et’ime 16)

Başka bir gün de bu şekilde dua etmiştir

Allah’ım, gazabından rızana, cezandan affına sığınıyorum. Allah’ım, senden yine sana sığınıyorum. Sana yaptığım övgüyü, senin kendine yaptığın övgü ölçüsünde yapmaktan âciz olduğumu itiraf ederim. Senin komşuluğun ve yakınlığın azizliktir. Senin senâ edilip övülmen yücedir. Senin ordun mağlup edilemez. Sen, vaat ettiğin şeyde vaadinden dönmezsin. Senden başka ilâh, senden başka ilah yoktur.”

(Müslim, Salât,  222)

........

Haram ve şüpheli olan şeylerden sakınmak dinimizin emirlerindendir.

Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem bu hususta şunu söylemiştir;

“Kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de ırzını da korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse, harama düşmesi kaçınılmazdır.”

(Buhârî, İmân 40; Müslim, Müsâkât 20)

Haram ve şüpheli olan şeylere el uzatan kişinin dini yaşantısında muvaffak olması neredeyse imkânsız  derecesinde zordur. Zâhiri manada muvaffak olsa da, manevi manada amellerini ifsad edecek afetlere maruz kalacaktır.

Abdullah ibn Ömer (Radyallahuanh) şöyle buyurur:

“Namaz kıla kıla yay gibi, oruç tuta tuta yayın kirişi gibi olsanız da, haram ve şüpheli şeylerden sizi sakındıran bir verâya sahip değilseniz Allah sizden bunları kabul etmez.”

Peygamber efendimiz (Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem)şöyle buyurmuştur:

“Sana şüphe veren şeyi bırak, şüphe vermeyenlere yönel.”

(Tirmizî, Sıfâtü’l-Kıyâme 60)

Yine buyurmuştur ki:

“Kul sakıncalı şeylere düşme endişesiyle sakıncası olmayan şeyleri terk etmedikçe gerçek takvaya erişemez.”

(Tirmizî, Sıfâtü’l-Kıyâme 19; İbnMâce, Zühd 24)

İslam âlimlerinden bir zat ise meseleyi şu şekilde izah eder:

“Sakınmanın sadece yeme içme ve giymeyle sınırlı olduğunu zannetme. Aksine her şeyi kapsar. Eğer elinde hem helal hem de şüpheli bir şey varsa, tercih hususunda daha helal ve daha temiz olanı seçmen gerekir. Çünkü helal gıda her şeyin temelidir. Helal lokmanın kalbin nurlanmasına ve ibadetlere çok büyük etkisi vardır.”

Yine İslam âlimlerinden bir zât şöyle buyurmuştur;

“Dilediğini ye, ancak yediklerin ölçüsünde amel işlersin.”

Müminin zâhirini ve bâtınını her türlü  kirlerden arındırması, takva elbisesini giymesiyle tahakkuk eder gerçekleşir,Takva (haram ve şüphelilerden kaçınma)elbisesi zırh gibidir; kötülüklerden, haramlardan her daim korur.

Beden ve kalb temizliği, İslâm`ın temeli ve en mühim esasıdır. 

Resûlüllah Efendimiz: "İslâm, temizlik temeli üzerine binâ edildi" hadîs-i şerîfleriyle bu iki hususa işaret etmiştir."Allah temizdir, temiz olanları sever" îkazıda, İslâm`ın temizlik esasını hatırlatan diğer bir hadîs-i şerîftir.

İslâm`ın temizliğe ne derece ehemmiyet verdiğini gösteren bâzıhadîs ve âyetmeâlleri şunlardır;

"İslâm temizdir. O halde siz de temizleniniz. Çünkü Cennete ancak temiz olanlar girecektir."

(Hadîs-i şerîf)

"Temizlik îmanın yarısıdır."

(Hadîs-i şerîf )

"Temizlik îman(ın kemâlinden ve nurun)dandır."

(Hadîs-i şerîf )

"Şübhe yok ki, Allah, tevbe edenleri de, (maddî -mânevî kirlerden) temizlenenleri de sever..."

(el-Bakara suresi 222 ayet).

 

"(Bu abdest ve teyemmüm emriyle) Allah sizin için güçlük dilemez, fakat sizi tertemiz etmek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Tâ ki şükredesiniz."

(el-Mâide suresi, 6 ayet).

"Allah, üzerinize gökten yağmur indiriyor; onunla sizi pisliklerden temizlesin, diye..."

(el-Enfâl suresi 11 ayet).

Rabbimiz bizlere temiz kalmayı,temiz olmayı maddi ve manevi bir şekilde temizlenen razı olduğu kullardan olmayı,

Dünyada da ahirette de razı olduğu salih kulları ile beraber olmayı nasib eylesin.

Amin...amin... ya Rabb-el Âlemin...

Eyyup Sabri ERDEM

Ensar Vakfı Lüleburgaz Şubesi Başkanı

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek