23 yaşındayım. Üretimin kıymetini çocukluğumda hasat makinesinden yere dökülen mısır ve buğday tanelerini avucumuza toplarken öğrendim.
Üniversite son sınıf öğrencisiyken, pandemiyle birlikte köyüme döndüğümde üretimin ve gıdanın ne denli kıymetli olduğunu net bir şekilde bir kez daha anladım.
Modern dünya ve popüler kültürün alışkanlıklarımızı değiştirdiğini, birincil ihtiyacımız olan tarımla bağımızı kopardığını kabul etmemiz gerek!
Ülkemizin geleceği, milli ekonomimizin güçlenmesi için yöneticilerden çok üreticilere ihtiyacı var. Gıda ve tarımın sürdürülebilir olması, üretimlerin en doğru şekilde pazara ulaşması için toprağımda olacağım.
Ben çiftçi oldum.
Çekirdekten yetişen bir bitki gibi, çekirdekten öğrendiğim işi yapıyorum. En iyi bildiğimi...
Çünkü; eli nasırlaşmış, ayağındaki pantolonu yamalı, ayakkabısı yırtık, gömleği delik insanlar ülke ekonomimizin teminatıdır.
Topraktan kıymet üretenlerin kıymetinin bilindiği, ekerken de biçerken de, çapada da, hasatta da, tarlada da, köyümüzde de yüzümüzün güleceği bol ve bereketli günlerimizin olması dileğiyle..
BÜŞRA BURUCU