Modern yer biliminin sağladığı bilgilerden önce tuzun nerede bulunduğunu bilmeyen insanoğlu, 20. yüzyıla kadar umutsuz bir biçimde tuzun peşinde koştu.
Tarih boyunca tuz o kadar değerliydi ki, bazı ülkelerde asker ve işçiler maaşlarını tuz olarak alıyordu. Büyük Roma yollarından ilki, tuzu sadece Roma’ya değil yarımadanın iç kesimlerine de taşımak için inşa edilmişti.
Çinliler, Romalılar, Fransızlar, Venedikliler, Habsburglar ve diğer birçok yönetim, savaşlar için para bulmak üzere tuz vergisi koymuştu.
Çin’de tuz üretimine ilişkin en eski yazılı kaynak, İ.Ö. 800'e aitti. Belgede, Xia Hanedanlığı sırasında bin yıl önceki deniz tuzu üretimi ve ticaretinden söz ediliyordu. Çin yönetimleri yüzyıllarca tuzu, devletin bir gelir kaynağı olarak görmüşlerdi. Çin’de İ.Ö. 12. yüzyılda tuz vergisinden söz eden metinler bulundu.
Yazar Kurlansky, et ve balığı tuzlayarak saklayan ilk uygarlığın Mısırlılar olabileceğini belirterek, balığı tuzda saklamaya ilişkin en eski Çin belgelerinin İ.Ö. 2 bine tarihlenirken, çok daha eski tarihlerden kalan mısır mezarlarında tuzlanmış balık ve kuş eti bulunduğuna dikkati çekti. Araştırmalara göre, Mısırlılar Nil deltasında deniz suyunu buharlaştırarak tuz üretiyorlardı.
New York’dan Prof. Dr. Michael A. Aldermann Amsterdam’da yaptığı konferansta 1400 kişi üzerinde yaptığı araştırmada az tuz alanların, çok tuz alanlara göre % 20 oranında daha çok kalp krizine yakalandıklarını tespit etmişti.
Dünyada en çok tuz kullanan millet olarak bilinen Japonların diğer milletlere göre daha sağlıklı ve uzun ömürlü oldukları bilinmektedir.
Prof. Dr. K. Stupe, az tuz alan yaşlılar üzeride araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalar sonucu yaşlılarda konsentrasyon zafiyeti, algılama zafiyeti, hafıza zafiyeti görüldüğünü tespit etmişlerdir. Hatta yaz aylarında yeterince tuz ve su almayanlarda kolapsüs (kan dolaşımının durması) sebep olduğunu tespit etmiştir.
Gelişme çağındaki çocukların az tuz alması halinde gelişme anormallikleri, yorgunluk, baş ağrısı, okulda anlamama, zorlanmalarda nefes darlığı, deri hastalıkları ve erken yaşlarda yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara, sebep olur.
Prof. Dr. K. Stupe, az tuz alan yaşlılar üzeride araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalar sonucu yaşlılarda konsentrasyon zafiyeti, algılama zafiyeti, hafıza zafiyeti görüldüğünü tespit etmişlerdir. Hatta yaz aylarında yeterince tuz ve su almayanlarda kolapsüs (kan dolaşımının durması) sebep olduğunu tespit etmiştir.
Remscheid’dan Prof. Dr. H. Kaulhausen Bayreuth’e eğitim seminerinde hamile bayanların tuz ve su alımını azaltmaları halinde hamilelikleri üzerinde kötü etkiler sebep olabileceğini beyan etmiştir.
New York’tan Prof. Dr. A. Aldermann ve ekibi 1900 erkek ve 1000 bayan üzerinde 4 yıl süren bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmalarda az tuz alanların çok tuz alanlara göre daha fazla kalp krizi görüldüğünü tespit etmiştir.
İstenmeyen bir misafir geldiğinde ayakkabısının içine tuz konunca kalkıp gideceğine inanılır.
Evlenme çağına gelmiş kadının kısmetinin hangi yönde olduğunu öğrenmek için ekmeğin üzerine tuz serperek dama konulur. Daha sonra ekmeği alan kuşun hangi yöne uçtuğuna bakarak kısmetinin de o yönde olacağına inanılır.
Genç, askere uğurlanırken ailesi bir simit ısırtarak, tuz yalatır. Tuz, gelene kadar saklanır. Bekletilen tuz asker dönüşü yemeğe atılarak gence yedirilir.
Nazar değdiğine inanılan kişinin başında dua eşliğinde 3 ya da 7 kez tuz çevrilerek, nazardan korunduğuna inanılır.
Düğün sonrası kayınvalide, kapıda durup gelinine avucunda bu¬lundurduğu tuzu yalatır. Bunun kaynanaya bağlığı, aileye huzur ve ağız tatlığı getirileceği inanılır.
Elleri fazla terleyen Kişiler, terlemenin azalması için avuç içlerini tuzla ovarlar.
Maddi durumu iyi olmayıp da hayır yapmak isteyen kişi, tuz alarak ihtiyacı olanlara dağıtır.
Çocuğu olmayan kadın için tülbent içine tuz koyarak sıkılır, sert şekil verilir. Bu tülbentte sıkılı tuz, ispirtoya batırılarak yakılır ve kadının beline sarılır. Böylece kadının çocuğunun olacağına inanılır.
Evlenme çağına gelmiş delikanlı evlenmek istediğinde babasının ayakkabısının içine tuz koyarak bu isteğini dile getirir.
Yılan ve akrep sokmasını engellemesi için okutulan tuz ev halkına yalatılır.
Hamile kadının çocuğunun cinsiyetini öğrenmek için aile bireylerinin kafasına tuz serper.
Vereme yakalanmış kişinin yastığının altında beze sarılı tuz bulundurulur. Hastayı ziyarete gelenler bu tuzdan bir miktar alarak ağızlarına koyar. Böylece hem hastanın gönlünü aldıklarını hem de verem mikrobunu öldürdüklerine inanırlar.
Dileğinin olmasını isteyen kişi tuz adar. Eğer isteği yerine gelirse ihtiyacı olan birine belirlediği miktarda tuz verir.
Aile bireylerin tuz döktükten sonra başını ya da ağzını kaşıması durumunda kızı, burnunu ya da dizini kaşıması durumunda ise oğlunun olacağına inanılmaktadır.
FAYDALI BİLGİLER
Yemeğiniz fazla tuzluysa tuzunu almak için,1 adet patatesi soyup yemeğinize doğramanız ve bir kaç dakika kaynatmanız yeterlidir.
Sütünüzün kaymak tutması için süt kaynarken içine bir parça estuz atarsanız kaymak tutmasını önlemiş olursunuz.
Yumurta haşlarken suyun ve yumurtanın üstüne serptiğiniz bir tutam estuz, yumurtaların çatlamamasını sağlayacaktır.
Tazeliğini yitirmeye başlayan domateslerinizi estuzlu suyun içinde yarım saat bekleterek afiyetle yiyebilirsiniz.
Sebze yemeklerinizin estuzunu asla pişirirken koymayın, sertleşeceğinden estuzu en son anda ilave edin.
Kristallerinizi yıkadıktan sonra içine sirke ve AKIŞ TUZ konmuş su ile durularsanız pırıl pırıl olur.
Sigara küllüklerinizi tuzla silerseniz pırıl pırıl olur.
Tuz lavaboların temizlenmesinde çok iyi yardımcıdır. Kötü kokuları giderdiği gibi bastırılarak silince güzel temizler.
Pişirirken tencerenizin dibi tuttuysa bir gece AKIŞ TUZ ‘ lu suda bekletin, tencereniz daha kolay temizlenecektir.
Yemeğiniz taştığı yere hemen bolca tuz serpin. Ocak soğuyuncaya kadar öylece kalsın. Soğuduktan sonra kolay temizlendiğini göreceksiniz.
Kesik limonunuzu saklamak için üzerine bir tutam AKIŞ TUZ serpmeniz yeterlidir.
Katı Yumurta elde etmek için 15 dakika kaynatın. Kabuklarının kolay soyulması için kaynattığınız kaba tuz atabilirsiniz.
Cevizlerin kabuklarını kolayca açabilmek için tuzlu suyun içinde bekletin böylelikle içerleri de dağılmayacaktır.
Ekmeklerinizin küflenmesini önlemek için ekmek kutunuza biraz tuz koymanız yeterlidir.
Ellerinizdeki sarımsak, soğan v.s. kokularını gidermek için avucunuzu estuz ile ovalayarak sabunlu su ile yıkayın, kokuların kalmadığını göreceksiniz.
Kaplarınız ya da sürahinizin dibi yosunlaşmışsa bir avuç tuz ve sirke koyup çalkalayın.
Kızartma yaparken tavanıza yağ ısınmadan bir tutam AKIŞ TUZ atın, yağın sıçramasını engelleyecektir.
Halı ve perdelerinizin daha parlak görünmesini istiyorsanız tuzlu suyla yıkayın.
Matlaşmış halılarınızın eski parlak ve canlı renklerine kavuşması için çok tuzlu suya bastırıp sıktığınız bez ile silin, sonuçlarına şaşıracaksınız.
Soyulmuş patateslerin kararması için bulundukları kaba tuz ekleyin.
Buzdolabınızın iyi soğutmasını istiyorsanız nemi çekmesi için bir kabın içerisine tuz doldurup koyun.