Başarı Hikayeleri Söyleşilerimizin ilkinde 2011 Yılı Mali Destek Programları kapsamında TRAKYAKA tarafından desteklenen “Plastik Enjeksiyonda İleri Üretim Teknolojilerinin Kullanımı İle Birim Maliyetlerin Düşürülmesi, Rekabet Gücü ve Ürün Çeşitliliğinin Arttırılması” projesi ve projenin sahibi Technocast Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne (Technocast) konuk olduk. Firmanın Genel Müdürü Necat ÖNEY ile Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) bulunan üretim tesislerinde sizler için keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
TRAKYAKA: Technocast’in geçmişinden bahseder misiniz?
Nejat ÖNEY: Technocast, 3 sene öncesine kadar ticari bir firmaydı ve İstanbul’da kuruluydu. Technocast kurulduğu tarihten bu yana hep Rus ortaklı bir şirket oldu. 2010 senesinde üretime geçmeye karar verdik. 2006 senesinde Çerkezköy OSB’den arsa almıştık, binayı da tamamladık ve buraya taşındık. Plastik üzerine çalışmaya başlamadan önce otomotiv jantı üretimi yapıyorduk. Jantların bazı tamamlayıcı plastik aksamlarını da üretiyorduk. Plastikle ilgili çalışmaya başlamamız ilk etapta Arçelik firmasının teşvikiyle oldu. Arçelik Türk Kahvesi makinesinin burada yapılabileceğini gördükten sonra bize birlikte çalışmayı teklif etti. Bu nedenle o yönde bir yatırım yaptık. Kısa sürede Türk Kahvesi makinesinin parçalarını üretmeye başladık. Çevredeki beyaz eşya üreticileri ve yan sanayicilere tedarikçi olarak çalışmaya başladık. Almanya, Fransa ve muhtelif ülkelerle ihracat bağlantıları yaptık. Technocast olarak hedefimiz %50 kapasitemizle iç piyasadaki beyaz eşya ve otomotiv sanayine çalışmak, geriye kalan %50 kapasitemizi de ihracata ayırmaktı. Bu amacımıza ulaştık. Technocast entegre bir tesistir; müşterilerine istedikleri her şeyi bulabilecekleri bir servis sunar, sadece bir plastik parça üreticisi değildir, o parçayı ürettikten sonra gerektiğinde boyar, üzerine yazılar yazar, o parçayı başka parçalarla montaj yapar, test eder, tüm bu servisleri verir.
TRAKYAKA: Plastik parça üretimine girerken sizi yönlendiren sadece talep mi oldu yoksa sektörü analiz ederek mi bu kararı verdiniz?
Nejat ÖNEY: Technocast şemsiyesi altında jant üreten ayrı bir şirketimiz var. Kare Metal, iç piyasada ve yurtdışında gayet iyi bilinen bir markadır. Bu markayla Beylikdüzü’nde bir OSB’de üretim yapıyorduk. Ancak Çerkezköy OSB’de yatırım yapmaya karar verdiğimizde 2 fabrikayı aynı çatının altında toplayabileceğimizi gördük.
Sadece Arçelik’in teşvikiyle değil tabii ki bu sektöre girmemiz. Bizim jant üretimi sırasında kullandığımız birtakım plastik parçalar var. Biz bu plastik parçaları dışarıdan alırken kalite açısından sorunlar yaşıyorduk, böyle büyük bir binaya taşınınca da plastik yatırımı yapabileceğimize inandık, kendi ihtiyacımızı karşılayabiliriz diye düşündük. Böyle bir imkan ortaya çıkınca yatırımın boyutlarını büyüttük. Şu anda hem beyaz eşya sanayisine hem de oto-jantı için plastik parça üretiyoruz. İki işi birleştirmiş olduk.
‘Çerkezköy OSB Yönetim Olarak Çok İyi Çalışıyor’
TRAKYAKA: Trakya’yı, Çerkezköy’ü seçmenizdeki neden neydi?
Nejat ÖNEY: Ya Çerkezköy’e ya da Gebze’deki bir OSB’ye gidecektik. Üretimlerimiz ağır sanayi kapsamına giriyor, bacalı sanayi diyorlar bize. Çevreye çok önem vermemize rağmen İstanbul’u farklı bir konseptte tasarladıkları için bizim gibi bacalı sanayilerin başka yerlere taşınması gerekiyordu. Bizi kabul eden iki yer vardı: Biri Çerkezköy ya da Çorlu OSB diğeri Gebze OSB’ydi. Biz Avrupa yakasında kurulu bir şirket olarak bazı elemanlarımızı buraya getirdik. Gebze’ye gitseydik personelimizi kaybedecektik.
TRAKYAKA: OSB’nin altyapısı ve diğer imkanlarını nasıl buldunuz?
Nejat ÖNEY: Çerkezköy OSB yönetim olarak çok iyi çalışıyor. Biz her şeyi hazır bulduk. Çerkezköy’ü seçerken bu kadar iyi olduğunu bilmiyorduk gidecek çok fazla bir yerimiz olmadığından burayı tercih etmiştik ama bu konuda iyi bir seçim yaptığımızı anlıyoruz. İşveren olarak buradan çok memnunuz.
TRAKYAKA: Burada konumlanmanızın lojistik avantajlarından bahseder misiniz?
Nejat ÖNEY: Özellikle ihracat için burada konumlanmanın büyük faydası var çünkü Avrupa’ya 120 km mesafedeyiz. Çok enteresan bir akım var. Genel olarak bizim gibi ihracatçı firmalar- hangi sektör olursa olsun- şunu gözlemledik. Bu Türkiye açısından büyük bir avantaj. Avrupa, çok stratejik bir takım sanayiler hariç, maliyetlerin yüksekliği nedeniyle kendi sanayisini bitirdi. Beyaz eşya gibi sektörlerde üretimini yüksek maliyetler nedeniyle Çin’e kaydırmıştı. Büyük çoğunluğu Çin’den doğrudan ithalat yapıyordu bazıları da Çin’e gidip ya ortak oluyordu ya da orada fabrika kuruyorlardı. İlginçtir, hangi Avrupa firmasından sipariş aldıysak, teklif verdiysek hepsi Çin’den yaka silkiyor. Öncelikle Çin ile kültür farkımız var. İş yapış tarzları farklı. Kalite problemi de var. Tek avantajı; Çin Devleti’nin üretimi sübvanse etmeye devam etmesi. Avrupa bu gerçeği görüp ağırlıkla Türkiye, Romanya, Polonya ve Bulgaristan’a yöneldi. Türkiye’ye yönelmesi diğer ülkelere göre daha fazla oldu. Çünkü Türkiye hala Avrupa para birliğinin dışında, fiyatlar diğer ülkelerde olduğu gibi Euro’ya geçiş nedeniyle hızla yükselmiyor. Bu durum bize avantaj sağlıyor. Türkiye Birliğe üye olmadan, gümrük birliği içinde kalarak AB ile ilişkilerini sürdürmeli.
TRAKYAKA: Trakya Kalkınma Ajansı ile tanışmanız nasıl oldu?
Nejat ÖNEY: Technocast, ticari bir firma olduğundan geçmişte teşviklerden faydalanma imkanı bulamadı. Ancak Kare Metal’in KOSGEB teşviklerinden faydalanmışlığı var. Devlet, kalkınma ajansları, KOSGEB, TUBİTAK gibi kurum ve kuruluşlarla bizi destekliyorsa -ki çok iyi yapıyor- ,legal yoldan olmak kaydıyla bu bizim hakkımızsa hepsinden faydalanmaya çalışmalıyız diye düşünüyorum. Hatta bunun için kurduğumuz bir birimimiz var. Bir KOBİ olmamıza rağmen bu birim sayesinde proje yapabilme kabiliyetine sahip olduk. Dolayısıyla verilen teşvikleri yakından takip edebiliyoruz. Bölgeye gelişimizden bir yıl sonra projemizi Trakya Kalkınma Ajansı’na sunduk. “Plastik Enjeksiyonda İleri Üretim Teknolojilerinin Kullanımı İle Birim Maliyetlerin Düşürülmesi, Rekabet Gücü ve Ürün Çeşitliliğinin Arttırılması” projesiyle birlikte bu çevrede olmayan bir makinenin temini, bu sayede ihtiyaçların karşılanması, ithal edilen ürünlerin yerlileştirilmesinin sağlanması hedeflendi. Proje bütçesi 1.040.000,00 TL’ydi. Bunun 359.000 TL’si Trakya Kalkınma Ajansı tarafından karşılandı.
Bundan sonra TRAKYAKA’ya her proje döneminde kendimizi geliştirme, maliyetlerin düşürülmesi, verimliliğin artırılması ve otomasyon gibi konularda başvuracağız. Şu anda TUBİTAK’tan da başka bir destek alıyoruz. Çerkezköy OSB’de kiraladığımız başka bir binada medikal ile ilgili projemizi yürütüyoruz. Mart 2014’ten itibaren medikal robotlar üreteceğiz. Türkiye medikal konusunda çok geri kalmış durumda. Medikal ürünlerin ortalama %8’ini biz yapıyoruz, %92’sini ithal ediyoruz. Biz bu sektörde ana oyunculardan birisi olmayı kafamıza koyduk. Cari açığı ancak böyle kapatabileceğiz.
TRAKYAKA: Trakya Kalkınma Ajansı’na sunduğunuz projeyle hangi ihtiyaçlarınızı karşılandı? Proje, size hangi yetenekleri kazandırdı?
Nejat ÖNEY: Bizim iyi hazırladığımız ilk projeydi. Dolayısıyla bize proje hazırlama yeteneği kazandırdı. Proje hazırlama sürecinde Ajans personeli bizden yardımlarını hiç esirgemedi, sorularımıza cevap alabildik ve doğru yönlendirildik. İlk projede edindiğimiz tecrübeyle ikinci projeyi daha hızlı bir şekilde hazırlayabileceğiz. Bir şirketin böyle bir yeteneğe sahip olması o şirketin varlığıdır.
Trakya Kalkınma Ajansı’ndan aldığımız destekle, Bölgede olmayan bir makinenin finansmanının %35’ini sağladık. Tek zorlandığımız konu eş finansman oldu. Ödemeyi leasingle yapabileceğimizi düşünmüştük. Ancak leasing ile alınan makinenin üzerine ipotek konulması nedeniyle eş finansmanın bu şekilde karşılanamayacağını öğrendik. Bu konuda kalkınma ajansları nasıl bir önlem alabilir bilemiyorum. Kobilerin en büyük problemi finansman.
Proje kapsamında istihdam ettiğimiz AR-GE mühendisi, şirketimizde AR-GE kültürünün gelişmesini sağladı. AR-GE bölümümüzün yapmış olduğu çalışmalarla üretim sürecinin kısaltılması ve verimliliğin artırılması konusunda ciddi adımlar attık. Gelişmiş bir dizayn ofisi kurduk. Dizayn ofiste plastik parçalar hem oto-jantının kalıplanması, parça dizaynlarının yapılması konusunda gelişmiş bir ekibimiz var. İki-üç boyutlu üretim yapabiliyor. Daha az hammaddeyle aynı ürünü yapabiliyoruz. Bu proje kapsamında almış olduğumuz makineye teknik programları da yerleştirdik. Bundan sonra size sunacağımız projede de parçaları resim olarak değil de görsel olarak tutabilmek için üç boyutlu printer almak istiyoruz.
TRAKYAKA: Elde ettiğiniz yetenekle bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Nejat ÖNEY: Açıkçası, ciddi bir mühendis istihdamı yarattık burada. Biz çok büyük firmaların ana tedarikçisi olarak bitmiş ürün yapmayı planlıyoruz. En son vermiş olduğumuz teklif bitmiş elektrikli süpürge üretimi üzerine. Biz artık kendimizi bir tane parça üretip birilerine satmak gibi bir misyon yüklenmiş firma olarak görmüyoruz. Bizim geleceğimizde bitmiş ürün yapmak var. Biz bitmiş mutfak robotu- tost makinesi yapabiliyoruz. Bu noktaya geldik. Burada, AR-GE çalışmalarımızın, bu projelerin hazırlanmasının etkisi var. Bizde Arçelik, Bosch, Siemens gibi firmaların kalite departmanlarıyla birlikte çalışmanın getirdiği gelişme ve tecrübe var. Bu büyük firmalarla çalışmak bizde çevre bilincinin gelişmesine de çok büyük yarar sağladı. Entegre bir tesis olduk, yan sanayi olmaktan çıktık. Hedefimiz bundan sonra jant tarafında otomotiv sanayinde kapasite artırımına giderek ihracata yönelmek; plastik tarafında ise sistem ve bitmiş mamül imalatçısı olmaktır. Ayrıca medikal projemizi bir fabrika boyutuna getirmek de diğer hedefimiz. Şu anda atölye boyutundayız. Bu arada Kırklareli’nin Vize ilçesinde Plastik İhtisas OSB’den bir arsa satın aldık. Altyapı çalışmaları devam ediyor. Bizim niyetimiz orada bu fabrikanın bir benzerini yapıp o fabrikayı medikale ayırmak. Medikal ürünleri üretmenin Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli olduğuna inanıyoruz. Medikal ürünlerde %92 olan ithalatı indirmemiz gerekir.
‘Çerkezköy’ün Çalışan Arzı Talebi Karşılamıyor. Yıllık 15 Bin Kişi Çalışan Açığı Var’
TRAKYAKA: Buraya gelmenizle birlikte çalışan sayınızda bir artış oldu mu?
Nejat ÖNEY: İstihdam 6 kat kadar arttı. İstanbul’da 40 kişi çalışıyorduk. Burada ise şu anda 210 kişi çalışıyoruz. Medikal kısımda alacağımız yeni personelle çalışan sayımızı 6 kat artırmış olacağız. Ciddi bir istihdam yarattık. Çerkezköy OSB ile ilgili methiyeler düzüyorum her yerde. Burada bir sorunumuz var ara eleman hatta vasıfsız eleman bulmakta bile sıkıntı çekiyoruz. Teknisyen- tekniker bulamıyoruz. Çerkezköy’ün arz edebildiği çalışan sayısı 55 bin kişi civarında. Oysaki talep 70 bin civarında. 15 bin kişi civarında çalışan açığımız var. Bu açığı kapatmak için Çerkezköy OSB’de bir meslek okulu kuruldu, bana göre 3 okul daha kurulsa her mezuna iş imkanı kolaylıkla sağlanır.
TRAKYAKA: Meslek liseleri ve üniversiteler ile sanayinin iş birliği de çok önemli. Bu noktada gençlere ne gibi staj imkânları sağlıyorsunuz?
Necat ÖNEY: Her yıl 5 ila 6 öğrenciye staj imkânı sağlıyoruz. Sadece teknik alanlarda eğitim alanlara değil muhasebe bölümü öğrencilerine de staj imkânı veriyoruz. Geçen yıl özel bir üniversitede endüstri mühendisliği eğitimi alan akıllı bir stajyerimiz vardı. Bu arkadaşımız montaj bandında bizim gözümüzden kaçan ve süreci uzatan bir uygulamayı görmemizi sağladı. Onun uyarısıyla iki adımlık süreci birleştirme olanağı bulduk. İçlerinde böylesine başarılı olanlar olduğu gibi burada vakit doldurmaya gelenler de var tabii.
TRAKYAKA: Son olarak Trakya Kalkınma Ajansı başta olmak üzere diğer kamu desteklerinden yararlanma noktasında KOBİ’lere neler söylemek istersiniz?
Necat ÖNEY: Kamu desteklerine ulaşmak sandıkları kadar zor bir iş değil. KOBİ’lere proje hazırlama konusunda bir çalışanı yetiştirmelerini öneririm. Bir tane akıllı adam seçmeliler ve bunun eğitimini aldırmak suretiyle kendi projelerini hazırlayabilirler. Çünkü her kuruluşun bir proje hazırlama formatı var, bunu öğrenen bir çalışan için projeyi yazmak fazla sorun olmaz. Proje hazırlayan bu çalışan, firmaya getirdiği finansman desteğiyle maaşını zaten fazlasıyla çıkarmış oluyor. Proje hazırlama eğitimlerini veren birçok kuruluş var; bu kuruluşlardan yardım istediğinizde size gerekli yardımı zaten yapıyorlar ve ücretsiz eğitimler veriyorlar. Bir personeli tamamen proje yazmaya yönlendirirsem onun işini kim yapacak diye de düşünmesinler. Proje yazımı topu topu bir ay kadar sürüyor. Yılın geri kalan on bir ayında kendi işlerini geliştirmek için faydalanabilirler. Biz Trakya Kalkınma Ajansı, TÜBİTAK, KOSGEB’in verdiği tüm desteklerden faydalandık ve büyüme yolunda attığımız bundan sonraki adımlarda da faydalanmaya devam edeceğiz.
TRAKYAKA: Değerli vaktinizi bizlere ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Necat ÖNEY: Benim için de çok keyifli bir sohbet oldu. Umarım bu söyleşiyi okuyacak KOBİ’lere yol gösterip cesaretlendirebiliriz.