Lüleburgaz Belediye yönetimine karşı geçen yaz su kesintileri ile başlayan cılız muhalefet, CORONA döneminde güçlenerek, son günlerdeki SEL ve SU BASKINLARI ile yeni bir aşamaya ulaştı. Gazeteler ve sosyal medyadaki eleştiriler çığ gibi büyürken, Lüleburgaz Belediye Meclisi’nde temsil edilmeyen partilerden bile İTİRAZ sesleri yükselmeye başladı. Belediye Meclisindeki az sayıda AKP’li Meclis üyeleri de -canlı yayınlanan- meclis toplantılarında psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş, öz güvenlerini tazelemiş ve ciddi bir muhalefet başlatmış görünüyorlar. Öyle ki, Belediye yönetiminin TEKNİK konularda yaşadığı olumsuzluklar, Lüleburgaz’da siyasi eğilimleri etkilemeye başlayarak, Lüleburgaz seçmeninde farklı tercihleri ortaya çıkarabilecek bir düzeye ulaşmış durumda. CORONA süreci ve peşinden gelen SEL ve SU BASKINLARI sonrasında -CHP dışı- yerel muhalefet siyaseten doğru hamlelerle güçlenirken, yerel iktidar kanadında (CHP)bu durumun sebeplerini 3 noktada toplamak mümkün;
1- BELEDİYE YÖNETİMİ, az engebeli, düzlük bir bölgede ve dere kenarında kurulu olan Lüleburgaz’da sel ve su baskınlarının gerçek sebepleri konusuna açıklık getirmez iken, uzun vadeli bir planlama ile sorunların çözümüne Lüleburgaz halkı ortak edilemiyor. AFET vurgusu üzerinden savunma yapılmaya çalışılırken, kanunda yer alan AFET sonrası belediyelerin zarar görenler vatandaşlar için yapması gereken yardımlar gündeme alınmayarak halkta inanç ve güven kaybına sebep olunuyor. AKP İstanbul ve Ankara gibi Büyükşehirlerde -Afetlerin Allah’tan geldiği ve yöneticilerin sorumlu olmadığını- anlatarak günü kurtarmaya çalışmış ve bu yanlışların bedelini ve yerel seçimlerde tüm Büyükşehirleri kaybederek ödemişti. Belediye yönetimi, AKP’nin İSTANBUL ve ANKARA’ da yaptığı hataları ve bu hataların sonuçlarını tam anlamadıklarını gösteren girişimlerde bulunurken, Belediye başkanının tek başına -iyi niyetle- yaptığı halkla ilişkiler çalışmaları ise TEPKİ SEL’ ini durdurmaya yetmiyor.
2- CHP SEÇMENİ olan kimi vatandaşların iyi niyetle ve kendiliğinden harekete geçip, Belediye yönetimini savunmaya çalışırken kullandıkları argümanlar ise yangına benzin dökmekten başka işe yaramıyor. Kendiliğinden Belediye yönetimini savunmaya çalışanların kullandığı yanlış siyasi argümanlar ise her geçen gün muhalefeti güçlendiriyor. ALTYAPI gibi teknik bir meseleyi Atatürkçülük ve CHP’lilik üzerinden savunulmaya çalışanlar, teknik sorunları siyasi bir soruna çeviriyor ve Cumhuriyet Halk Partisini eleştirilerin merkezine çekiyor. Kimilerinin belediye yönetimini savunmak adına kendilerini şehrin sahibi ilan ederek itiraz eden herkese, -beğenmeyen gitsin ya da AKP belediyeleri farklı mı?- diyerek karşılık vermesi AKP ve CHP’yi aynılaştırıp, fark yok düşüncesini yaygınlaştırıyor ve kaş yapayım derken göz çıkaran bir söyleme dönüşüyor. Kendisini üstün ve bu toprakların sahibi ilan eden ve diğerlerini ikinci sınıf gören bu ELİTİST tavır nüfusun çoğunluğunun işçi ve köy kökenli olduğu Lüleburgaz’da tepkileri artırmaktan başka bir işe yaramıyor.
3- CHP TABANI VE ÖRGÜTÜ ise yaşanan gelişmeleri sessiz ve biraz da çaresizce takip ediyor. Parti tabanında ciddi bir hayal kırıklığı ve buna bağlı çeşitli hareketlenmeler olsa da CHP kendi içerisinden ciddi bir muhalefet yaratamıyor ve bu durum parti dışındaki muhalefete alan açıyor. Örgüt Yönetimleri ise belediyenin başarısız uygulamalarının partiye verebileceği zararı azaltmak için bir strateji kurmadığı gibi, çözüm için ne yapılabileceği konusunda görüş bildirmiyor ve partili seçmene ve parti tabanına yol gösterecek bir söylem oluşturamıyor.
Bütün bu hatalı söylem ve davranışlar, Lüleburgaz’daki muhalefet partilerinin, belediye başkanı ve belediye yönetimini de aşarak Cumhuriyet Halk Partisi’ni yıpratmasına fırsat verirken, muhalif partilerin Lüleburgaz kamuoyunu ikna etmeye başladığı da gözlemleniyor. CHP’ye karşı gelişen bu tehlikeyi görmek için çok usta siyasetçi olmaya da gerek yoktur. Önceki seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’ne açık destek vermiş kesimlerden bile itirazların yükselmeye başladığı bu günlerde ortaya çıkan tabloda CHP için de SARI İKAZ IŞIĞI yanmıştır. Son yerel seçimlerde Kırklareli genelinde 8 ilçe belediyesinin 5’i kaybedilirken Babaeski’nin beldelerinde Pınarhisar ve Kırklareli Merkez’de Cumhuriyet Halk Partisinin aldığı yaralar henüz tazedir. Siyaset duvarın arkasını görmek ve yarına yön verebilmekse eğer, Lüleburgaz’da CHP örgüt yöneticilerinin ACİLEN belediye yönetimine yardımcı olmaya başlaması ve siyasete müdahale etmesi gereklidir.
Trakya’da, Kırklareli’nde, Lüleburgaz’da ceketimizi koysak kazanırız günleri tatlı bir hatıra olarak kalmıştır. Demedi demeyin! Geç olmadan biz uyarmış olalım.
Selam ederim.