Toplumlar iktidarların aynasıdır. Bir ulusun nasıl idare edildiğini anlamak için O iktidarın yönetimi sürecinde Kültür & sanat,halkın Refahı, inançları ve psikolojisinde nelerin değiştiğine bakmak gerekir. Devlet sadece bir kavramdır ve devlet “memurdur” halkına hizmet eder. İktidarların devleti kutsallaştırmalarının tek sebebi güç odağı oluşturma gayretidir. Yoksa bizi yöneten devlet değil siyasi iktidarlardır. Siyasi iktidarların yönetme biçimleri toplum üzerinde kalıcı etkiler bırakır ve bazen onarılmaz yıkımlar da gerçekleşir.
Günümüz siyasi iktidarı tam olarak dünyada herhangi bir örneği ve tanımı olmayan yüce ben bilir karar alırım, Ben ne dersem doğrudur ekonomik sitemi ile Türk toplumunun bütün değerlerini ve alışkanlıklarını değiştirmiştir. Yaratılmak istenen toplum ise, Ağaca odun, çiçeğe ot ve kadına Et olarak bakan toplum özlemidir. En önemli araçları ise toplumun masum dini inançlarıdır. Öyle ki bunu Devletin memuru Diyanet işleri üzerinden kullanmaları bir sanat niteliğindedir. O diyanet bakanlık olmamasına rağmen bir çok bakanlıktan fazla bütçesi olan kurum, ne üretir parayı nasıl harcar o belli değil. Dindar bir nesil yetiştireceğiz diye yola çıktılar sanki bizim dini inancımız hiç yokmuş gibi, Gençlerin İmam hatip okullarına gitmesi için eğitim sisteminde bin türlü katekulle yapılmasına rağmen Aileler tarafından yeterli ilgi bir türlü sağlayamamışlardır. İlginçtir kendi çocukları ve torunları dahi bu okullara gitmemektedirler. Hatta her yer Özel okul kaynıyorken neden acaba hiç Özel imam hatip okulu yoktur? Bu halk tarafından neden sorgulanmaz?
Ekonomiden sorumlu Bakanımız çıkar Dolardan size ne maaşınızı dolar ile mi alıyorsunuz der, ama aynı sistemin Bakanı çocuk maması fiyatları dolar yükseldiği için pahalılaştı der. Tam bir mangoster şaşırtması. Cesurdurlar çünkü halk sorumlu aradıkça hayali düşman yaratmakta üstlerine yok. DIŞ GÜÇLER ?. Kim bunlar? Her ulusun dünyadaki uluslar ile elbette rekabeti olacaktır ama siz bunu düşmanlık olarak algılarsanız Devlet adamlığınız hafife alınır.
Ekonomi tüm yaşam koşullarını zorlarken hayatımızda belirgin değişiklikler getirdi. Yetemez yetişemez olduk. Sustuk konuşamaz olduk.
Nasıl mı ?
*Evinizin en güzel yeri misafir için ayrılmışken en son yemeğe ne zaman misafir aldınız?
*Ailece ve dostlarınız ile Bir restaurant da ne zaman akşam yemeği yediniz?
*En son ne zaman bir kilo Pirzola yada Bonfile evinize aldınız, yada bir kilo kıyma bir defada.
*Bir yıl içinde Elektrik, Doğalgaz veya telefon faturasını kaç defa gecikmeli yatırdınız ve ya kaç defa kesildi?
*Kredi kartınızın borcunu düzenli ödeyebiliyor musunuz? Yoksa sadece asgari tutarımı ödüyorsunuz.
*En son ne zaman 5 günden fazla yaz tatiline gittiniz?
*Arabanızın deposunu en son ne zaman fullediniz.
*Hiç tanımadığınız bir çocuğu itham altında kalmak korkusu olmadan en son ne zaman sevdiniz?
*Son bir yılda kaç fabrikanın grev hakkını kullandığını gördünüz.
*Kaç tüketici hakkınız için aradığınız telefona cevap veren oldu.
*Kadınlarımız en son girdiğiniz ve hala devam ettirdiğiniz Altın gününüz var mı?
*Her çıkan Orman yangını sonrası ilk aklınıza ne geliyor?
Bunlar çoğaltılabilir elbette her kişinin özeline ait yaşamında. Gerçek olan şu; siyasi irade toplumun milli, dini duygularını hedef alarak halkı sürekli tetikte tutacak gerek Dış güçler gerekse ülkenin bekası gibi söylemleri tekrarlamasıdır. Çünkü İktidarlarını sürdürebilmek için yapabilecekleri tek olgu bu. Eminin siyasi iktidarı destekleyen vatandaşlarımızda bu ekonomik koşullardan çok memnun değiller. Anlamalıyız ki; AKP Hükümettir Devlet değildir, Diyanet Kurumdur Din değildir.