Kasım ayını oldum olası sevmem. Başta Simasını hatırlayamadığım Babam, Ulusumun kurucusu ve Kahramanı, Önderim Mustafa Kemal Atatürk, Cesur ve ahlaklı siyasetin mimarı Bülent Ecevit, O güzel insanlar hep bu ayda ardında derin üzüntüler bırakarak aramızdan ayrıldılar, ve daha niceleri.
İnsanlar vardır, dostturlar, ömürlerini güzel şeylere, iyi değerlere adarlar. Vicdanlarımızı temsil ederler, sözlerini eğip bükmezler. Dürüstlük kadar, toplumsal meselelerle ilgilenirler, kanaat önderidirler. Toplum da benimsemiştir onları, onlar konuşunca toplum dinler, sözlerinde bir derinlik, güzellik arar. İşte tam böyle biriydi EROL ÖZGÜR.
Onu Yıllar önce Göçmenlere yardım derneği faaliyetlerinde tanıdım. Bir Tekstil fabrikasında Genel müdürlük yapıyordu. Bilgili, samimi ve insana huzur veren bir konuşma akışı vardı. Siyasete girmesi yönünde ikna etmek için çok gayret sarf ettik. Dürüstlüğüne güvenimiz tamdı Türk siyasi hayatına çok şey katacağı kesindi.
Bulgaristan Türklerinin sorunları ile yakından ilgiliydi Kendisinin de Göçmen olması sebebi ile ne zaman bu konuda yardım talep edilse asla görmemezlikten gelmez tam destek verirdi.
Son yapılan Belediye seçimlerinden sonra belediye Başkan yardımcılığı görevine geldi ve özveri ile çalışmalarına devam etti.
Üzerinde sarı yeleği ile Covid-19 maske denetiminde gördüğümde alkışlamıştım kendisini. O mahcup ve anlamlı çocuksu gülüşü ile selamlamıştı beni Asla unutmayacağım. Hiç kimsenin hastalığa yakalanmasını istemiyordu, memur arkadaşları ile bizzat denetimlerdeydi.
Gel gör ki Covid-19 salgınına Görevi başında iken sorumsuz ve tedbirsiz bir kendini bilemezin ihmalinden yakalanmıştı ve tedavi altında bulunduğu Hastanede yaşam savaşını kaybederek vefat etti.
Hep iyiler ölüyor derler ama işin gerçeği ise kötülerin vesile olduğu sebeplerden ölüyor olması bu harika insanların.
Acılı ailesine sabırlar diliyorum. Biliyorum bu gidişinden Ölüm bile utanmıştır. Gittiğin yer aydınlık olsun koca yürekli ADAM…