Ertuğrulspor takımının Antrenörüyüm. O yıllarda Antrenörlük Belgesini Kırklareli Bölgesi veriyor. Ahmetbey sahasında maça çıkıyoruz. Ben saha giriş Antrenör Belgemi yaptırmamıştım. Maçımızın orta hakemi Soner Emek, yardımcısı ise Emrullah Emre idi. Sorun olacağını düşünmedim! Öyle ya Soner Emek’i Lüleburgazspor’a transfer etmiş, Emrullah’a forma vermiş, ikisi de çok sevdiğim futbolculardı. Soner yanıma geldi. ‘’Metin ağbi lisansın yok lütfen sahayı terk et.’’ Şaka gibiydi. Fakat o ısrar etti. Çok kızdım. Saha komiseri hocam dışarı çıkta maç başlasın dedi. Çıktım maçı tel örgülerden izledim. Ertesi gün rahmetle andığım Emrullah dükkana gülerek girdi. Dün seni nasıl sahadan attık. Ben de farkındayım sonra beraber gülmeye başladık. Yöneticiler resim ve bilgilerimi istediler lisansımı getirdiler.
Bir hafta sonra yine Ahmetbey sahasında maça çıkıyoruz. Ben Antrenör Lisansımı vermedim. Cebime koydum. Lisanslar ile idareci arkadaş gitti. Ne oldu dedim! Hocam, Saha Komiseri senin belgeni görmeyince maçın hakemi Hilmi Güntürk’e, ‘’Metin hocamın sahaya antrenör olarak giriş belgesi yine yok, geçen hafta Soner hocam sahaya almadı.’’ Hilmi Güntürk, Saha Komiserine dönerek; ‘’Metin hocanın lisansı olsa ne olacak, olmasa ne olacak. Keşke böylesine eski Profesyonel futbolcular Amatör takımların başında olsa. Önemli olan onun dışarıda değil, saha içinde olması.’’ dedi. Bu tarihi bir söz. Bunu da ancak karşısındakini tanıyan büyük tecrübesi olan Hilmi Güntürk gibi çok değerli hakemler söyleyebilir. İdareci arkadaş sen lisansını yine de bize ver dedi.
Emirspor’un Antrenörüyüm. Şampiyonluğa oynayan maçlarını alan bir takımımız var. Turgutbey köyünde Turgutbeyspor’a karşı ilk devreyi 2-0 mağlup olarak kapadık. İkinci devre maçı almak gibi bir mecburiyetimiz var. Oyun şeklimizi değiştirdik. Rakibe ofsayt uyguluyoruz. Maksat oyun rakip sahada oynanacak, gol pozisyonu bulunacak rakip hücumları ofsayta takılacak düşündüğümüzü gayet iyi uyguluyoruz. Golü de bulduk. 1-2 Gelişi güzel vurulan uzun topta rakip futbolcu en az 3-4 metre ofsayt bayrak kalkmadı, topu götüren futbolcu da golü atamadı. Ben kenardan bağırıyorum, tepkimi gösteriyorum. Maçın orta hakemi Cem Tırpancı yanıma geldi. Sakin ol. Tamam da kardeşim böyle net bir ofsayt pozisyonuna bayrak kalkmaz mı. Biraz ileride maçın gözlemcisi Necmi Küçükkartal’ı gördüm. Hocam, bu pozisyon ofsayt mı değil mi! diye sordum. Aslında bir Antrenör maçın gözlemcisine ne böyle bir soru sorabilir ne de cevap alabilir. Fakat Necmi Küçükkartal büyük bir dürüstlük örneği gösterdi. ‘’Evet, pozisyon net ofsayttı.’’dedi.
‘’Türkiye’de gerek Amatör gerek Profesyonel liglerde bir maçın gözlemcisine böyle bir soru sorulması, böyle bir cevap alınması mümkün değildir.’’
Yıllar geçse de ne Necmi Küçükkartal ne de Hilmi Güntürk gibi çok değerli hakemlerimiz unutulması mümkün değil…