TÜRKİYE PARADOKSLAR ÜLKESİDİR
Kıymetli okurlarım,
ürkiye tanzimat tarihinden itibaren bir paradokslar ülkesidir. Bunu devletinde toplumunda her katmanında yaşıyoruz.
Mesela Anadolu'da ki bir amca ile İstanbul'da ki gencin her konuda farklılaşan dünya görüşleri mevcut. Bunu bir nebze anlaşılır bulurum, zira gerek teknolojinin gelişmesi gerek ise dünyanın kültürel olarak da küreselleşmesi bunun yegane sebebidir.
Şimdi bir paradoksun resmini çizeyim size. Bu ülkenin yüzde 98’i Müslüman olarak anlatılıyor. Yani biz Müslüman isek doğal olarak içtimai hayat dahilinde herhangi bir kurumun başında olan zatında Müslüman olması gerekiyor.
Evet bu gayet normal bir durum ve bir paradoks içermiyor. Ama günün birinde bir adam peydah oluyor, diyanet işleri başkanının LGBT'ye yönelik eleştirilerini hangi ayete göre yaptığı noktasında bir açıklaması ve hutbesi oluyor ve bu adam Ankara Barosu başkanı olarak bir açıklama yapıyor.
Bu açıklamada Ali Erbaş hocayı " sesi çağlar öncesinden gelen" biri olarak nitelendiriyor. Yani hoca ayet hadis okuyor, adam da açıklama yapıp buna çağlar öncesinden gelen ses diyor. Yani benim inancıma kutsalıma hakaret ediyor.
Soyadını hatırlamıyorum ama adı Erinç olan bu zat şimdi Barolar Birliği başkanı oldu. Benim derdim onun şahsıda değil, hatta şahsı benim umurumda da değil. Lakin fikirleri benim savunduğum değerlere hakaret ediyor o da fikirlerin etkisinde kalıp hakarete ortak oluyor.
Bu barolar birliği seçimlerinde hiç bir avukat çıkıp diyemedi mi ki ; "Yahu başkan sen şu şu tarihte benim dinime nasıl çağlar öncesinden gelen ses dedin, sen ne hakla bunu söylersin?"
Sen avukat isen işini yap işini, ama ne yazık ki sen beşeri mahlukatın adalet boşluğunu dolduramadığı için çarık çürük sistemler manzumesi bir devirde itibar görüyorsun.
Kimin hakkı var benim dinime böyle hakaret etmeye? Görevi ne olursa olsun benim değerlerime saygısızlık etmek hangi insan hakları özgürlüğünün neticesidir?
Futbolcular haç çıkarır ses etmezler, papaz 2 metre sakal bırakır saygısızlık etmezler, haham kapkara giyinir sessiz kalırlar, ama hoca sakal bıraksın yobaz olur, cübbe giyer mürteci olur, ayet okur gerici olur.
Ah kıymetli okurlarım öyle üzülüyorum ki bu kelâmları edenlere öyle üzülüyorum ki... bunların anne babaları yüzyıllar önce camiye koşarak gidiyordu belki de.
Pozitivist akım esir aldı Anadolu'nun Müslüman ana babalarının evlatlarını. Allah hatalarından dönmeyi nasip eylesin. Şayet dönmezler ise mahkeme-i kübrada "ya leyteni kuntu turaba" diye ağlayacaklar, yalvaracaklar ama zerre faydası olmayacak.
Baki selam ve dua ile.