Hz. Ömer bir gün mescitte halka: “Beni dinleyin!” dediğinde birisi kalkıp buna itiraz etmişti. Bunun nedenini soran halifeye: “Üzerindeki elbisenin hesabını vermedikçe seni dinlemiyor ve sana itaat da etmiyoruz. Çünkü ganimetten bize düşenle bir elbise yapmak imkânsızdı. Sen nasıl oluyor da elbise olabilecek kumaş alabiliyorsun” Dedi. Hz. Ömer, orada bulunan oğlu Abdullah’a dönerek: “Bu adama sen cevap ver.” dedi. Abdullah da: “Babamın payı kendisine yetmeyince ben kendi payımı ona verdim, böylece kendisine elbise yaptırdı.” cevabını verdi. Buradaki örnekte olduğu gibi; insanlar yöneticilerine hesap sorabilmelidir. Yöneticiler de bu durumdan rahatsız olmadan, şikâyette bulunanı ve kamuoyunu tatmin edici cevaplar verebilmelidir.
Peygamberimizin (as): “En faziletli cihat zalim bir idarecinin yanında ona adaleti söylemektir.” hadis-i şerifine istinaden Hz. Mevlânâ’dan şu ibretli kıssa nakledilir:
Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus II, Hz. Mevlânâ’yı ziyarete gelir. Hz. Mevlânâ ona gerektiği gibi iltifat göstermeyip dersiyle, öğrencileriyle meşgul olur. Sultan bir müddet bekledikten sonra: “Mevlânâ Hazretleri, bana bir nasihat ver” der. Mevlânâ kendisine sertçe bakarak “Sana ne öğüt vereyim?. Sana çobanlık emretmişler; sen kurtluk yapıyorsun. Sana bekçilik emretmişler; sen hırsızlık yapıyorsun. Allah seni sultan yaptı; sen şeytanın sözüyle hareket ediyorsun!” buyurur. Bu sert uyarılardan sonra sultan tövbe eder. Daha adil davranma sözü verir ve huzurdan ayrılır. Yüce Allah buyurdu ki:
-“Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl: 90)
-“Ey iman edenler! Sizin, ebeveyninizin veya yakın akrabalarınızın aleyhine dahi olsa Allah için adaleti ayakta tutan (adil) şahitler olun. (Şahitlik yaptığınız) zengin ya da fakir olursa (zenginlik ve fakirliğe göre değerlendirmeyin) Allah, o ikisine daha yakındır. Hevaya tabi olup adaletsizlik yapmayın. Şayet lafı ağzınızda geveler ya da (adaletten) yüz çevirirseniz şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Nisâ 135)
-“ Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan adaletli şahitler olun. Bir kavme olan öfkeniz/kininiz, sizi adaletsizlik yapmaya sevk etmesin. Adaletli olun! O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup sakının. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Mâide 8)
-“ Onlar yalana kulak veren, rüşvet/haram yiyenlerdir. Şayet sana gelirlerse onların arasında hükmet ya da onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Şayet hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet. Şüphesiz ki Allah, adil olanları sever. (5/Mâide 42)
Peygamber Efendimiz(as): “Bir saat veya bir gün) adaletle hükmetmek, bir sene veya altmış sene nafile ibadetten hayırlıdır.” (el-Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, II, 58) buyuruyor.
Hayırlı Cumalar dilerim.