Dünya’nın tahıl ambarı olarak bilinen Ukrayna’daki savaş, başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada ‘’gıda krizi’’ kavramını gündeme taşımaya başladı. Uluslararası toplum, Ukrayna kıyılarına hapsolmuş milyonlarca ton tahılın güvenli bir şekilde dünyaya nasıl taşınacağına dair çareler arıyor.
Bu bağlamda Türkiye olarak, Ukrayna savaşını sadece bölgesel, etnik ve eski Sovyet ülkesi sorunları olarak görmemek lazımdır. 24 Şubat itibariyle başlayan Rusya – Ukrayna savaşı, dünya için Artan gıda fiyatlarıyla birlikte yüksek enflasyonla boğuşan ülkelerin yanı sıra yoksul ülkelerin daha da çaresiz bir duruma sürüklenmesi anlamına geliyor.
Böyle bir ortamda Ukrayna ülkesi ve dünya adına gerekli ihracatı yapamazken, Karadeniz’in henüz savaş görmemiş ülkelerinin gıda pazarında genişleme imkânı ortaya çıkıyor. Örneğin Romanya ve Bulgaristan, savaş uzadıkça tahıl ve gıda krizine engel olmak için dünyaya açılacak gıda koridorlarından bir tanesi olacak. Haliyle bu koridorun bir kapısı da Türkiye Trakya’sına açılacak. Sizce Türkiye, Trakya illeri ve Lüleburgaz bu küresel gelişmeye ne kadar hazır? Polonya, Baltık ülkeleri ve hatta Belarus bile Ukrayna tahılının ihracında söz sahibi olmak için bugün kıyasıyla yarışıyor.
Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasil Bodnar, geçen hafta ülkesinin ürettiği buğdayı Rusya’nın çalıp aralarında Türkiye’nin olduğu ülkelere sattığı suçlamasında bulundu. Türkiye şimdilik bu konuda dikkatli davranıyor olsa da fiyatların yükselmesi ve maliyetlerin artması Türkiye’nin iki ülkeye karşı tutumunu nasıl etkileyecek, bu ciddi bir soru işaretidir. Çünkü Türkiye’nin üretimi geçen seneye göre artsa da önceki yılların altında. Haliyle 10 milyon tona yakın buğday ithal edip 3 milyar dolara yakın bir döviz ödüyor.
Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, son günlerde sık sık ulusal basında küresel ısınmanın etkisiyle iklimi değişmek üzere olan Türkiye’deki tarımın iklim değişikliğine uyumlu hale getirilmesi gerektiği yazılıyor. Yapılan açıklamalarda Trakya tarımı için önemli uyarılar da mevcut. Uzmanlara göre; Gıda güvenliği açısından bitkilerin yetiştirildikleri yerlerde ve alanlarda verimin ve üretimin nasıl değişeceğinin belirlenmesi, farklı bitki çeşitlerinin yetiştirilmesi, yeni ekim alanlarının planlanması gerekiyor.
Küresel ısınma sürecinde Trakya’da yetiştirilen ayçiçeği, mısır ve buğdayın bazı kültür türlerinde verimliliğin düşmesi muhtemeldir. Her gün yanan tarla haberlerinin yanında bu gelişmeler yerel gündemden çıkmış gibi olsa da Trakya Belediyelerinin kısa süre içinde tarımsal verimlilik konusunda çalışmalarını hızlandırarak çiftçileri yönlendirmesi, Ukrayna merkezli gıda krizine karşı hazırlıklı olması gerekiyor. Çünkü Ukrayna’da savaş bugün bitse bile Türkiye’deki tahıla dayalı gıda ürünlerindeki fiyatlarda ciddi bir düşüş yaşanmayacak. Mevcut üretim de Küresel ısınma yüzünden etkilenmeye devam edecek.
Lüleburgaz’ın karar vericileri Lüleburgaz’ı iklimsel, küresel ve bölgesel gelişimlere karşı ne kadar hazırlayabildi? Bunu önümüzdeki hasat döneminde görmüş olacağız.