Uzun zamandır okurlarımdan Lise çağındaki çocukların siyasete özendirildiği ve siyasi çevrelerce kendilerine katılmaları konusunda davetler yapıldığı yönünde sitemler alıyordum. Ancak son zamanlarda herhalde seçimler yaklaşınca bu davetlerin daha da sıklaştığı iletilmeye başladı. Her Anne ve Baba çocuklarına iyi bir eğitim ve gelecek hazırlamak, ülkesine faydalı birey olması için üstün gayret gösterir, inanılmaz fedakârlıklarda bulunur çünkü onların serveti de, malı mülkü her şeyi çocuklarıdır.
Hepimizin bildiği gibi her fert 18 yaşına kadar çocuk sayılır ve siyaset yapmaları veya siyasi bir aktivitenin içinde bulunmaları yasaktır. Ancak Hangi siyasi görüş veya topluluktan olursa olsun tamamı bu çocukları taraftar gurubuna katmak için büyük gayret gösteriyorlar. Unutuyorlar sanırım siyasete sürükledikleri her çocuğun eğitiminden, çocukluk yaşamından ve aile bağlarından bir şeyleri çaldıklarını.
Hatırlayacaksınız; 12 Eylül 1980 öncesi DEVLİS (devrimci Liseliler) diye bir oluşum vardı, Liseli öğrenciler o dönemde bu guruba katılır ağabeyleri ve yöneticileri ne derse onu yaparlardı, sorgulamaz itaat ederlerdi. Ülkeyi batağa sürükleyen koca koca siyasetçi ve adamların yaptıklarını Lise çağındaki çocuklar ile düzeltileceğine inanır ve inandırırlardı. Sonra ne oldu, askeri darbe ve kaoslar sinsilesi Olan; hiçbir şeyden habersiz çocukluğunu yaşayamayan, eğitimini tamamlayamayan binlerce çocuğa oldu. Herkes kaybetti ama en çokta çocuklar ve aileleri kaybetti üstelik Ülkemiz de 1-2 neslini kaybetti.
O zamanlar olduğu gibi sistem yine aynı çalışıyor ve işin en ilginç ve dikkat edilmesi gereken tarafı ise bu gençleri oralara davet eden ve yönlendirenlerin hiçbirinin çocuklarının o guruplar içinde olmamaları, Çocuklarımıza vaat ettikleri yaşam düzenini kendilerinin ve ailelerinin zaten yaşadıkları tek kaygıları o düzeni kaybetmek uğruna çocuk diyorum; çocukları bu siteme katmak istemeleri.
Sayın siyasilerimiz; Çocuklar size veya vaatlerinize özense ve katılmak istese dahi sizler bu ülke için bir şey yapmak istiyorsanız en iyi yapacağınız şey onları eğitimini tamamlayıp ülkeye faydalı fert olmaları konusunda teşvik etmek olmalıdır ve zamanı geldiğinde aranıza katılabileceğini uygarca anlatmalısınız ancak o zaman biz sizlerin bu ülke için siyaset yaptığınıza ikna oluruz.
Anne Babalar; Babası ölene yetim, annesi ölene Öksüz denir, Ya çocuğu ölene ne denir? “HİÇBİRŞEY” acı o kadar büyüktür ki hiçbir kelime tarif edemez. İlk gayemiz, Çocuklarımızı seçim yapabilecek yaşa, eğitime ve olgunluğa erişene kadar bu kurumlardan uzak kalmasını sağlamak olmalıdır. Aksi halde kaybedilen sizin çocuğunuz ve ülke olacaktır. Çünkü biliyoruz ağlarsa analar ağlar.
Sevgili çocuklar; Kim ne derse desin sizin asli göreviniz yaşınızın gereği gibi yaşamak olmalıdır, Oyunsa oyun, okulsa okul, Unutmayın sizlerden önce bu ülke çok büyük kahramanlar ve Hainler çıkardı, sizler en azından anne babanızın kahramanı olmayı hedef koyun kendinize.
Bir gün seçme ve seçilme yaşınıza ulaştığınızda bilin ki artık bu ülke için yapmanız gereken neyse onu yapmalısınız ve o günde siyasiler, zümreler ve diğer tarikat ve gruplar hala ülkeye zarar veriyorsa ve siz de böyle hissediyorsanız ve inanıyorsanız takip etmeniz gereken tek yol bu ülkenin kurucusu, Önderi büyük devrimci Mustafa Kemal ATATÜRK’ün size atfettiği şu kelamı odanızın bir yerine asın ve takip edin göreceksiniz hem siz hem de ülke kurtulacaktır.
“ Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur”
Her kim iseniz yapmayın Çocuklara kıymayın efendiler. Onlar TÜRK istikbalinin geleceğidir. Sahip çıkınız…