Şehirlerin kendine özel bölgesel sorunları olur ve haklı olduklarına inandıklarında siyaset üstü bir hemşericilik dayanışması gösterilerek hak aranır, mücadele edilir ve bu birliktelik o şehrin partiler üstü tavrını belirler ve baskılar.
Bildiğiniz gibi şehrin en işlek caddesindeki bulunan Pancar şirketine ait arazinin Özelleştirme idaresi aracılığı ile satışı sonrası koptu kıyamet herkes feryat figan. Peki gerçek ne ona kısaca bir bakalım.
Lüleburgaz Belediyesi aynı alanı yıllar önce imar planında Hizmet alanı (acil toplanma alanı, huzur evi gibi) olarak belirlemiş, Ancak Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile bu alan konut imarına açık alan olarak değiştirilmiştir, Lüleburgaz belediyesi de Bu değişiklik kararnamesinin iptali ve Yürütmeyi durdurma kararı talebi ile dava açmış ve dava 1.5 yıldır devam ederken Özelleştirme İdaresi arsayı satışa çıkarmış ve satmıştır.
Belediye başkanı sayın Gerenli’nin basın açıklaması ile iktidar partisi hariç tüm siyasi parti, STK’lar ve kendilerini aktivist olarak tanımlayan herkes bu olayın bir ucundan bir şeyler çekiştiriyor.
Peki bunlardan biz ne anlamalıyız;
Sayın Başkan;
1-Bu alanı siz şehir planlaması yaparken hizmet alanı olarak ayırdı iseniz, acaba aradan geçen uzun yıllar içinde Belediyeye tescil edilmesi için hiç müracaat ettiniz mi ? etmediyseniz ne beklediniz bir 20 sene daha geçsin devlet al kardeşim bu yeri demesini mi.
2-Madem Huzur evi yapacaktınız, size bu yerden başka alana huzur evi yapamazsınız şartı mı kondu ki bu yeri beklediniz/bekliyorsunuz , Hatırlatırım seçim vaatlerinizde söylediğiniz ve size ait olmayan bir alan için bizleri umutlandırdığınız 2. vaka bu Burgaz deresi şaşırtmacasını unutmadık.
3-Bu konuda bizim yakalayıp tutamadığımız Milletvekilleri ile görüşmeleriniz odlumu? Neden bu eylemlerde göremiyoruz neden bir beyanatları yok size destek verecek; yoksa Şeker Fabrikası açılışı vakası gündeme gelecek çekincelerimi var.
4-Bu şehirde 19 yıl görev yapmış ve bu alanı Lüleburgaz halkına kazandıramayan önceki Başkan nerede? Neden size açık destek vermiyor, Yoksa oda TV lere çıkıp Alpullu şeker fabrikasını alacağım paramız var söyleminin fos, reklam ve tutarsız olmasının hatırlanmasını mı istemiyor.
5-Her şey bir yana; Bu ihaleye girmenize engel bir durum yokken neden Belediye olarak katılmadınız sorusuna Ben 10 milyonluk yere 50-60 milyon halkın parasını vermem cevabınız olduğu söyleniyor; Eğer doğruysa bu sizin; ülke ekonomisinden ne kadar kopuk ve ne halkın nede piyasanın işleyişinden haberdar olmadığınızı gösterir. Üstelik “Ben” kelimesi tehlikelidir. Ben o kadar para vermem söylemi Kibirdir, Hatırlatırım buna siz değil Belediye meclisi karar verir ve hatta o kararda sizin (eşitlik hali hariç) oy hakkınız bile yok.
6-Açıklamanızda demişsiniz ki “İhaleye alan firma da bu mahkemenin muhatabı olacaktır” biraz mafyavari bir söylem değimli başkan? Sanırım ekonomik konularda sıkıntı yaşıyorsunuz o firmalar ticaret yapıyor yasaların verdiği her hakta bunu yaparlar, eğer siz onların mağdur olmamalarını düşünüp bunu söylediyseniz merak etmeyin onlar İŞADAMI üstelik matematikten de anlarlar.
Siyasi partilerimiz;
Eminim konunun içeriğinden habersiz değilsiniz ama neden Bu şehrinin sorunlarında ülke siyasi rekabetine itaat edip hasım olmayı sürdürüyorsunuz, Olması gereken sorun şehirdeyse bizimdir el birliği sahiplenmesini neden yapamıyoruz ? bunu hepimiz sorgulamalıyız ve hatta Partiler üstü bir oluşum yapılabilir ve şehrin sorunlarına çözüm aranabilir, Bu başarılabilir. Deneyin ve başarın lütfen.
Bu sorunun çözümü yok denecek kadar az biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptal edildiği nadir bir olaydır, beklemekte hayalciliktir. Olabilir ihmal veya başka bir sebeple bu hak kaybı yaşanmıştır. Derdimiz o değil, derdimiz siz yöneticilerin bizlere samimi olmama itimatsızlığı yaratmanız. Biz bir aileyiz bize olan biteni samimice anlatın biz anlarız. Şunu da anlayın idealleriniz yukarı mevkilereyse rahat olun söyleyin biz varız, yollarız, Ancak; Unutmayınız, güvenimizi kaybederseniz aşağıya gönderirken de HALK kimseye sormaz.