1991’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerinin dağılmasından sonra, Orta Asya’da bağımsızlığını ilan eden, beş Türki devlet, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’dır. Özbekistan’a iki haftalık bir ziyaret imkanı oldu. Bu ziyaretle ilgili notları sizlerle paylaşmak istedim.
Özbekistan bugün itibarıyla 38 milyon civarında nüfusa sahiptir. Yüzölçümü: 447.400 km2 dir. Başşehri: Taşkent’tir. Dili: Özbekçe’dir. Para birimi: Som’dur. Bayrağında hilalin karşısındaki yıldızlar, ülkenin on iki vilayetlerini temsil eder. Bunlar: Taşkent, Namangan, Semerkant, Buhara, Andican, Fergane, Hokant, Nukus, Karşi, Çirgik, Angren, ve Urgenç’tir. Bayraktaki beyaz zemin, adaleti, mavi zemin ise Türklüğü, kırmızı çizgiler ise güçlü olmayı simgeler.
Uçsuz bucaksız pamuk, mısır, ayçiçeği, yeşil mercimek, kavun, karpuz tarlaları ve geniş elma, armut, erik, üzüm bahçeleri olan bir tarım ülkesidir. Yol kenarlarında sıra sıra dizilmiş dut ağaçları var. Dut ağaçlarının yapraklarını ipek böceği yetiştirmede kullandıklarını öğrendik. Misafir olduğumuz köy sokaklarının arsından akan derenin kenarına sıralanmış kavak ağaçları dikkatimizi çekti. Bu kavaklar inşaatların kereste ihtiyacı için yetiştiriliyormuş.
Sosyal hayata baktığımızda, mütavazi bir hayat yaşayan, sıcakkanlı, misafirperver insanlarla karşılaşıyoruz. Türkiye’yi ve Türkleri çok seviyorlar. Dillerinde Türkçe ile ortak kullandığımız çok kelimelerin yanı sıra şu kelimeleri var. Elma: alma, çocuk: bala, düğün: toy, taksi(araba): maşin, yemek: toam, pazar: pazar, hayvan: mal, sıcak: ıssık…
En çok duyduğumuz erkek ve kız isimleri: Muhammet, Yusuf, İskender, Muratcan, Talibcan, Adilcan, Selahattin, Ahmet, Ali, Seyitcan, Bahadır, Azizbeg…
Meftune, Dürdane, Nergis, Mübine, Firuze, Münire, Nülifer, Şükrane, Muhsine, Münevver, Mahliya, Selvinaz, Elif, Nadire, Aslı…
Namangan ilinin baş imamı ve müftüsü Ali Ekber hocanın söylediğine göre: Özbekistan halkı; %96’sı Müslüman. Amelde Hanefi, itikatta Maturidi mezhebine mensup. Ülke çapında 2100 tane cami var diyor. Gençlerin namaz vakitlerinde camileri doldurduğu ve sokaklarda tesettürlü bayanları çokluğu, yine başı açıklarında aşırı açık olmadığı dikkatimizi çekiyor. Resmi dairelerde ve okullarda başörtü serbest.
Semerkant, Buhara, Namangan gibi şehirlerde hem içkili, hem içkisiz lokantalar var. İçki tüketiminin genç nesilde daha az olduğu, Kominizm terbiyesi ile yetişen yaşlılarda daha fazla olduğu söyleniyor.
Yediden yetmişe, küçük- büyük, herkesin biri birini: “Esselamü aleyküm, yahşisen” şeklinde selamlayıp tokalaştığına şahit oluyoruz. Konuşup ayrılan kişiler; “Rahmetek” (Teşekkürler veya Allah’ın Rahmeti seninle olsun gibi) gibi bir ifade kullanılıyor. Yemekte aile büyüğü sofra duası yapıyor. Ekmek kırmaya başlayınca buyrun, başlayabilirsiniz anlamında olduğunu anlıyoruz… Devamı var… Hayırlı cumalar dilerim.