İnsan, günlük hayatında konuşacağı konu ile ilgili bir hazırlık yapmadan söz söyler. Bu söz, her ne kadar gelişigüzel ve anlık düşüncelere dayansa da belli bir sorumluluk istediği kesindir. Ağzımızdan çıkan her bir kelimenin özenle seçilmesi, her cümlenin düşünülerek ifade edilmesi şarttır. O yüzden diyebiliriz ki sözcükler ağzımızdan çıkana kadar bizim esirimizdir, ağzımızdan çıktıktan sonra biz o sözcüklerin esiriyiz. Sözcüklerimiz ağzımızdan sözlerimiz olarak çıktığında taşıdıkları anlamların sorumluluklarını bizim de taşımamız gerekir. “Ben onu söylemek istemedim, affedersin, yanlış anladın” gibi her düzeltme cümlesi yanlış seçilen kelimelerin, yanlış düşüncelerin cümleleriydi.
Artık sorumluluk almak zorundasın. Hayat şaka değildir. Yaptığımız her işin sorumluluğunu taşıyorsak kullandığımız her cümlenin de söylediğimiz her sözün de o şekilde sorumluluğunu taşımalıyız. Eğer hayatımızı güzel ve mutlu yaşamak istiyorsak biz insanlar düşünerek konuşmalı, söylediklerine dikkat etmelidir.
Gereksiz söylenmiş her söz, amaca hizmet etmeyen her ifade bizi gereksiz durumlara taşır. Başlangıçta basit görülen cümle, kişinin bile tahmin etmeyeceği bir hal alabilir karşı kişinin düşüncesinde ve sözlerinde.
İşte bu yüzden her insan ya düşünerek konuşmalı ya da susmalı. Ana dilimizde bu durumlar için iki güzel atasözümüz vardır. Birincisi “ Biliyorsan konuş âlim sansınlar, bilmiyorsan sus da adam sansınlar.” ve “Söz gümüşse sükût altındır.” demişlerdir.
Hayatınızda güzel cümlelerin daim olması dileğiyle…