-İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir. Göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar.
İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir.
-Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz. Bir harf kâtipsiz olamaz,
Nasıl olur dünya Hâkimsiz olur?
-Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.
-Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.
-Güzelliğin güzelliğini arttıran çirkinin çirkinliğidir.
-Arı su içer, bal akıtır; yılan su içer zehir döker.
-Zaman ihtiyarlandıkça Kur'ân gençleşiyor.
-Kabrin arkası için çalışınız. Hakiki saadet ve lezzet ondadır.
-Kâinatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır.
-Vicdan kalb penceresinden bakar. Akıl, gözünü kapasa da vicdanın gözü daima açıktır.
-Gözleri hasta olan güneşin ziyasını (ışığını) inkâr eder. Ağzı acı olan tatlı suya acı der.
-Hayatın lezzetini, zevkini isterseniz hayatınızı imanla canlandırınız ve farzları işlemekle süsleyiniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.
-Gençlikte kazandığın ibadetler, o geçici olan gençliğin ebedi meyveleridir.
-Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası, dinin hayata geçmesiyle olur bu milletin ihyası.
-Biz dini severiz, dünyayı da din için severiz. Dinsiz dünyada hayır yoktur.
-İlim odur ki, kalpte yerleşsin, yalnız akılda olsa insana mal olmuyor.
-Bizim düşmanımız cehalet (cahillik), zaruret (fakirlik), ihtilaftır (ayrılığa düşmek). Bu üç düşmana karşı sanat, marifet (ilim), ittifak (birlik) silahıyla cihat edeceğiz.
-Hak o kadar parlaktır ki; körler bile görebilir.
-Âlem büyük bir insandır. İnsan küçük bir âlemdir.
-Dost istersen Allah yeter.
Yârân istersen Kur’ân yeter.
Mal istersen kanaat yeter.
Düşman istersen nefis yeter.
Nasihat istersen ölüm yeter.