Acımız çok büyük. Ülke olarak moralimiz bozuk, psikolojimiz bozuk. Trakya’da hava soğuk. Ama -10 derecede enkaz altında kurtarılmayı bekleyenler varken utancımızdan üşüyoruz diyemedik, yaksana kombiyi diyemedik. Karnımız aç diyemedik. Kızının cansız elini tutmuş bekleyen babayı gördük, kızımızı sevemedik. Sanki seversek bizi görecek, mahsus mu yapıyorsun diyecek hissine kapıldık. Kızı enkaz altında inliyor ama elinden bir şey gelmiyor. Sadece elini tutuyor. Sonra inleme kesiliyor, ama o hala elini bırakmıyor. Bu nasıl bir acı.
Deprem habersiz gelmedi. Geliyorum diye haber yolladı. Bütün bilim adamları bu depremin olacağını söylüyordu. Nerede olacağını biliyorlardı, en az 7 şiddetinde olacağını biliyorlardı. Pekiyi biz ne yaptık. Gördük ki hiçbir şey yapmamışız. Bizi yönetenler doğru dürüst bir önlem almamışlar. Hele bir olsun o zaman düşünürüz demişler. Deprem ülkenin fıtratında var demişler.
Bilecik Şey Edebali üniversitesi fizik Profesörü Ali İhsan Göker ’ Deprem değil Allah öldürür. Ölenler Marsta olsa yine öleceklerdi’ dedi. Deprem öldürmez bina öldürür diyorlar ya. Öyle değilmiş. Bu kafaya göre doktorlar bir insanın hayatını neden kurtarmaya çalışıyorlar ki. Bir katil ‘Karımı öldürdüm ama zaten eceli gelmiş. Ben öldürmesem, marsta olsa gene ölecekti, suçsuzum hakim bey’ derse ne olacak? Şimdi bu profesör depremde ölümleri nasıl azaltırız la ilgili bir çalışma yapar mı? Ülkemizi mahveden deprem değil, binalar değil, işte bu kafadır.
AFAD diye bir kurumumuz var. Bu kurumun başına gelen İsmail Solakoğlu imam hatip lisesini bitirdi. Sonra ilahiyat fakültesini bitirdi. Tasavvuf ana bilim dalında yüksek lisans yaptı. Sonra da diyanet te çeşitli görevlerde bulundu. Buraya kadar bir gariplik yok. Her şey normal. Ancak bu adam 2018 yılında AFAD başkan yardımcısı olarak atandı. İşte burası garip, bu olmaz, bu kabul edilemez. AFAD’la ilahiyat fakültesinin ne alakası var. Bu adamın deprem hakkında ne bilgisi olabilir.
Bu ülkede acil durumlar ve afet yönetimi ile ilgili üniversite bölümleri var. Televizyonlara çıkan uzman profesörler var. Bunlar dururken bu adam ne alaka. İlla yandaş birini alacaksanız bu bölümden mezun hiç mi partiliniz yoktu. Bir ülkede liyakat olmazsa o ülkenin gelişmesi kesinlikle mümkün değildir. Japonya’da 10 şiddetinde depremler oluyor. Pekiyi onların binaları neden yıkılmıyor. Çünkü onlar bilim adamlarının dediğini yapıyorlar. AFAD’ın başına Budist rahip getirmiyorlar.
Bir ülkenin acil eylem planı olur. Fabrikaların bile acil eylem planları vardır. Bir yangın olursa, deprem olursa ne yapacaklarını önceden planlar ve tatbikatını yaparlar. Koca bir ülkenin doğru dürüst bir acil eylem planı olmaz mı? Bu 11 ilde bir deprem bekleniyordu. Olası bir deprem kaç şiddetinde olacak, tahmini kaç bina yıkılacak, kaç kişi etkilenecek, bu kişiler nasıl kurtarılacak, nasıl doyurulacak, nasıl barındırılacak planlanmaz mı?
Bu işlerde en donanımlı, tecrübeli, insan gücüne ve gerekli donanıma sahip kurum askerdir. Böylesine büyük bir afette bütün dünya ordusunu kullanır. Ülkemizde de bununla ilgili EMASYA planları vardı. Vardı ama kaldırdık. Yerine doğru dürüst bir plan koymadık. Bunun sonucu olarak biz ordumuzu etkili ve zamanında kullanamadık. Neden?
Hatay’a bağlı Erzin ilçesinde hiçbir can kaybı ve yıkılan bina olmadı. Belediye başkanı akrabalarımın bile uygun olmayan binalarını mühürlettim dedi. Biz ne yaptık? Bu bölgelerde depreme dayanıklı olmayan kaçak binalara imar affı getirdik.
Böylesine bir yardım dünyanın hiçbirinde yoktur. Böyle de güzel bir halkımız var. Yardım yapmak istiyoruz, ama nereye yardım yapacağımızı bilemedik. Bu kadar devlet kurumu varken Haluk Levent’in AHBAP’ına yardım yaptık. Hükümeti yönetenler Haluk Levent’e kızacağına bu halk Kızılay’a neden güvenmiyor onu araştırsınlar.
Bilim adamları İstanbul da bir depreme hazırlıklı olun diyorlar. Ama biz Gölcük depreminden ders almadık ki. Pekiyi Maraş depreminden ders alacak mıyız? Bu sistemle, bu kafayla çok zor.