Bu yazımda özellikle TDK’nin 12. baskı ile güncel Türkçe sözlüğünde pek çok sözcüğün yazımında değişikliğe gittiğini ve bu on sekiz kelimenin neler olduğunu ve bunların yazımının değiştirilmesinin gerekli olup olmadığını anlatmak ve neden gerekli olduğunu açıklamak istiyorum.
Öncelikle bu kelimelerin neler olduğunu gözler önüne serelim: Doğubeyazıt (eski), Doğubayazıt (güncel); horon vurmak (eski), horon tepmek (güncel); çiğ börek (eski), çi börek( güncel); yeşilzeytin (eski), yeşil zeytin (güncel); unvan (eski), ünvan (güncel); Marmara Ereğlisi (eski), Marmaraereğlisi (güncel); yakan top (eski), yakantop(güncel); kümeden düşmek (eski), küme düşmek (güncel); kayyum (eski), kayyım (güncel); yeşilsoğan (eski), yeşil soğan (güncel); hasıraltı (eski), hasır altı (güncel); Akça armudu (eski); Akçaarmudu (güncel); Sultan efendi (eski), Sultanefendi (güncel); akzambak (eski), ak zambak (güncel); yeşilbiber (eski), yeşil biber (güncel); boy bos (eski), boy pos (güncel); pilili (eski), pileli (güncel); yürük (eski), yörük (güncel).
Bu kelimeler baktığımızda daha önceki yazılarımda defalarca belirttiğim gibi dilin yaşayan bir canlı olduğunu bir kez daha test etmiş olduk. TDK’de dilin değişen kullanımlarını çağa uyarlamak ve çağın neslinin kullanımına uygun hale getirmek ve bunun kullanımının yaygınlaştırılmasına ön ayak olmak gibi bir görevi vardır. Ayrıca bu kelimelere baktığımızda yeşil biber, yeşil zeytin, yeşil soğan zaten dil bilgisi bakımından sıfat tamlaması olan kelimelerdir ve sıfatlar ismin önüne gelen ön adlardır, ismi nitelerler ve her zaman ayrı yazılır. Zaten ayrı yazılması gereken bir tamlamanın şimdiye kadar TDK gibi bir kurumda var olan sözlüklerde değiştirilmemesi ve bugüne kadar unutulup ya da yeni fark ediliyor olması geç kalınmış bir düzeltmedir ve yerinde bir düzeltmedir. Olması gereken doğru, 12. baskıda neyse ki yerini almıştır.
Diğer ilgimi çeken kelimeler ise “unvan”, “boy bos”, “yürük”, “pilili” kelimeleridir. TDK’nin dilin yaşayan canlı bir varlık olduğunu nesillere ve çağa göre kelimelerin kullanımlarının insanlar arasında yerleşmiş ve hala kullanılıyor olanı tercih etmesi kadar doğal ne olabilir? Zaten biz günümüzde unvan, boy pos, yörük, pileli kelimelerini yazdığım gibi kullanıyoruz. Yazımı ve kullanımı çağın gerisinde kalmış bu kelimeleri TDK’nin güncellemesi kadar ne olabilir?
Günümüzde insanlar artık konuşurken horon tepmek kelimesini kullanıyorsa demek ki diğer kullanım çağın gerisinde kalmış ve insanlar yenisini benimsemiştir. TDK de gereğini yapmıştır. İnsanların şaşırdığı ve garipsediği, belki de burada en ilginç olan “çiğ börek” yazımının güncellenmesi gibi görünüyor. Oysaki aynı mantık ve açıklamam hala bu örnekte de geçerli. İnsanlar “çi börek alabilir miyim?’ dediğinde “ğ” harfini zaten kullanmayı tercih etmiyorlar. Bunun nedeni böreğin çiğ olmaması, böreğin tür adının “çi” olmasıdır. Yani bu kelimenin yazımının “çi börek” olarak güncellenmesi oldukça yerinde olmuştur.
Dil, yaşayan canlı bir varlıktır; çağ ve nesillere göre kendini yeniler. TDK de bunu kurumsal olarak dile getirip ön ayak olur ve yeni basım yazım kılavuzları ile resmileştirir. Ayrıca ben TDK’nin çağın gerisinde kalan bu kullanımları çağa uygun hale getirmesini doğru ve yerinde bir karar, isabetli bir uygulama olarak değerlendiriyorum.