Akbelen köyü bugünlerde medya da sıkça yer alıyor. Nedeni buradaki ağaçların kesilerek kömür çıkartılacak olması. Zeytinlik ve orman arazilerinde maden aranamaz diye yasamız vardı. Bu yasa AKP hükümeti tarafından değiştirildi. Artık canı isteyen ormanları ve zeytinlikleri yok ederek kömür arayabilir, altın, bakır arayabilir.
Ülkemizin tabii ki madenlere ihtiyacı var. Ama ormanlara, derelere, yaban hayatına da ihtiyacı var. Peki bu dengeyi nasıl sağlayacağız. ÇED raporu diye bir şey var. Bir yere maden sahası açılacaksa çevreye zarar veriyor mu, vermiyor mu diye bir rapor hazırlanır. Çevreye zarar vermiyorsa orada maden sahası açılmasına izin verilir.
Akbelen’ de ÇED raporu yok. Gerekçe maden ruhsatının 1983 yılında yani ÇED yasasından önce ruhsatın alınmış olması. Yasa çıkınca eski ruhsatları da kapsamalıydı. Zaten bu ÇED raporları da doğru hazırlanmıyor. Maalesef maden şirketlerinin lehine hazırlanıyor. Koca ormana burada ağaç yoktur, su yoktur, etrafında köy yoktur gibi rapor hazırlayabiliyorlar. Kime kimi şikayet edeceksin?
Devleti hükümet yönetiyor. Hükümet bugün var, yarın değişebilir. Ancak devlet kalıcıdır. Ormanı koruması gereken hukuk işlemiyor. Ormanı koruması gereken güvenlik güçleri ormanı talan eden maden şirketini koruyor. Limak’ın orman umurunda mı. O ağaçları, kuşları para olarak görüyor.
Kapitalist sistem kötüdür. Kapitalist sistemde tüm fabrikalar, hastaneler, okullar, madenler devletin değil şirketlerindir. Bu sistem büyük zenginleri doğurur. Büyük paraya sahip zenginler hükümeti de yönetmeye başlar. Kanunlar hep zenginlerin istediği gibi çıkar. Bunun sonucu olarak çevre yok olur. Fakirler zor geçinirken zenginlerin vergi borçları silinir. Traktöre alınan mazottan ÖTV vergisi alınırken yatlara konulan mazottan ÖTV alınmaz.
Bütün bu kötülükleri yaparken nasıl oy alıp iktidarda kalırlar? Gabar dağında petrol bulduk al traktörüne koy çalıştır, o kadar kaliteli yani derler. Sen de zannedersin ki bir iki yıl daha dişimizi sıkınca traktörümüze bedava mazot koyacağız. Seçimler bitti nerede bu Gabar petrolü. Karadeniz’de gaz bulmuştuk. Nerede bu gaz. Aya gidecektik ne oldu? Lozan anlaşması 2023 te bitince coşacağız demişlerdi. Coştuk mu? İsveç kuranımızı yakıyor, NATO’ya zor girer demiştik. İsveç için neden imzayı attık. Hepsi hikaye ama maalesef halkımız bunlara inanıyor.
Artık herkes son zamlardan sonra şunu anladı mı? Bu iktidar halkın değil, çalışanın değil, emeklinin değil, esnafın değil sadece ve sadece büyük şirketlerin iktidarıdır. Ama şurada haklısınız. Mevcut muhalefette aynıdır. Muhalefet yapıyormuş gibi görünür ama aslında mevcut iktidar için çalışır. Yani herkes halinden gayet memnundur. Olan bize oluyor. Olan Akbelen ormanlarına oluyor. Katar da, Suudi Arabistan da para aramaya giden heyetimizin görüntüleri içinizi acıtmadı mı? Millet mal almaya çalışır. Biz elimizde ne var ne yok satıyoruz. Alsınlar diye de kapılarına kadar gidip yalvarıyoruz.
Yandaş medya da Akbelen ile ilgili çok haber çıkınca şaşırdım. Şöyle diyorlar. ‘’Ey Limak bu ormanları keserken hiç mi vicdanın sızlamadı. Üç kuruş için bu yapılır mı? Bu köylülere bu ormana yazık değil mi?’’ Ama buna izin veren iktidar için tek kelime etmiyorlar. Yahu biz neden ormanlarımızı Limak’ın patronunun insafına teslim ediyoruz. Bizim adalet sistemimiz, bizim güvenlik güçlerimiz neden ormanlarımızı korumuyor da, ormanları talan eden Limak’ı koruyor.
Sonuç olarak her zaman olduğu gibi Limak kazanacak, ormandaki 65 bin ağaç kesilecek, dereler kuruyacak, belki Bodrum bile susuz kalacak. Maden şirketi parasına para katacak. Az para kazanıyormuş gibi bir de vergi borçları silinecek. Beşli çete devletten ihale üstüne ihale alacak. Biz ise karnımızı zor doyuracağız. Artık ülkemizde sistem bu. Bu sistem vatanımıza, milletimize, ormanlarımıza, derelerimize hayırlı olsun. Ver mehteri.