Doğrusu ve yanlışıyla sevabı ve günahıyla 2023 seçimleri artık geride kaldı. Önümüzde şimdi bir yerel seçim var.
HDP ve ardılları bir aday çıkarmadıkları müddetçe ülkede yokmuş gibi olduğunu fark etti. İYİ Parti ittifak nedeniyle kimi zaman maruz kaldığı dayatmanın partiye zarar verdiğini, oylarını 2019 seçimlerine kadar gerilettiğini gördü. CHP kadroları ise ‘’o kadar da kaybedilmiş sayılmayacak’’ bir Pirus zaferi kazandı diye varsayalım. Bundan sonra ne olabilir?
Millet ittifakı kesin bir şekilde dağıldı. Bu şartlar altında muhalefetin yerel seçimlerde 2019 yılında aldığı başarıyı tekrar elde etmesi çok zor görünüyor. Bu seçimlerde Kırklareli nazarında herhangi bir uzlaşma sağlanamadığı için alınan sonuçlar, 2024 seçimlerinde ittifak olmaması halinde ülke genelinde de nasıl bir sonuç alınacağı hakkında fikir veriyor.
En önemlisi, seçim sonucuna rağmen partideki konumlarını sağlamlaştıran genel başkanlar 5 yıl sonra 80 yaşına merdiven dayamış olacak.
Millet ittifakı seçmeni olan bir vatandaş olarak bana soracak olursanız, ülkede gittikçe büyüyen, seküler veya muhafazakâr olsa da ilk olarak ‘’Milliyetçi’’ olan bir kuşak geliyor. Bu kuşak bir sonraki seçimlerde varlığını daha çok hissettirecek. Bana göre 2024 yerel seçimlerinin sonucu ne olursa olsun, muhalif kesimin üstündeki yenilgi psikolojisinin dağılması için toplumsal muhalefetinin kalbinin attığı öncü bir güç haline gelecek ‘’karizmatik’’ bir adayın ortaya çıkması seçim denklemlerini alt üst edecektir.
Bu gelişmeleri göz önünde bulundurup 2028 seçimlerine halka siyaset yaparak giren, kurduğu ya da kuracağı partiyi muhalefetin merkezine koyabilecek, alternatiften çok öncü olabilecek bir lider ile hareket edecek bir siyasi parti, seçim barajının düştüğü bu ortamda 2030’lu ve 2040’lı yıllara damgasını çok rahat vurabilir.
Şu da bir gerçek olarak kabul edilmelidir ki; iktidar partisi 2002 yılındaki oy oranına yakın bir oy almıştır. Değişen toplum ve seçmen yapısı itibariyle lider kim olursa olsun bu oy oranı 5 yıl sonra daha da düşecektir. Seçimden hemen sonra Dolar – Faiz – Enflasyon üçgeni içine sıkışıp kalmış iktidar partisi, bu kaotik tabloyu nasıl düzeltecek çok merak ediyorum. Şu an görünen tabloya göre ortada kapatılmak istenen bir bütçe açığı var ve uygulanan faiz politikası bir işe yaramadığı gibi acı reçeteyi halk ödemeye başladı bile.
Önümüzdeki 5 yıllık siyasete ne yaşanırsa yaşansın ekonominin damga vuracağını öngörüyorum. Seçim sürecinden bu güne kadar yaşanan siyasi tartışmaları vatandaş nazarında alınması gereken iki ders ile tamamlamak isterim.
Birinci ders iktidar seçmenine; iktidar partisine oy vermemek de oy vermek gibi bir tercihtir. Oy vermeyenler terörist, iha – siha düşmanı değildir.
İkinci ders muhalif seçmene; iktidar seçmenine her seçim sonrasında ‘’bu halkın zaten şu kadarı aptal’’ demek, bir sonraki seçim yenilginizi ilk günden hazırlıyor demektir.
-Son-