Belediye ağaç budaması yaptı
YA KAZA OLURSA!
Vali Turan’dan hafta sonu ziyaretleri
Bugün sağanak yağışlı
Bu yazı 12 Aralık 2023, Salı 09:25:05 tarihinde eklendi. 2409 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Konuşurken Uygun Anlatım Biçimlerini Seçmek Niçin Gerekli ve Önemlidir? - Kader Ekiz

Konuşurken Uygun Anlatım Biçimlerini Seçmek Niçin Gerekli ve Önemlidir?

 

Öncelikle anlatım biçimi, yöntemi ya da teknikleri diye adlandırdığımız kavramın ne olduğunu açıklamakla başlayalım ve ardından niçin doğru anlatım biçimini seçmenin gerekli ve önemli olduğuna değinelim.

          Anlatım biçimleri, anlatılacak olay ya da kavramların nasıl anlatıldığını belirten bir edebiyat terimidir. Yazarın anlatımını yaparken kullandığı üsluba, başvurduğu yönteme anlatım biçimi denir. Ben bunun sadece yazı dilinde değil, konuşma dilinde de kullanılması gereken yöntemler olduğunu düşünüyorum. Çünkü birazdan bahsedeceğim yöntemlerin anlatımlarımızda fark etmeseniz de kullanıldığını gözlemliyorum. Yani başımızdan geçen bir olayı anlatırken öyküleyici anlatımı kullanırken durumların tespitinde genellikle insanların betimleyici anlatım kullanmayı tercih ettiklerini ve bunun da anlatıma daha güzel bir üslup kazandırdığını görüyorum. Eğer açıklamak istedikleri bir konu, bilgi varsa da açıklayıcı anlatım ile konuştuklarını gözlemliyorum. Son olarak da iki kişi arasında farklı fikir diyalogları oluştuğunda ve kendi fikirlerini savunmak zorunda kaldıklarında ise tartışmacı anlatımı kullandıklarını görüyorum. Bir başka deyişle anlatılacakların türüne ya da amacına göre değişik anlatım biçimleri sözlü ya da yazılı anlatımda kullanılabilmektedir.

          Öncelikle öyküleyici anlatımı (öyküleme) açıklamak istiyorum. Tasarlanmış ya da yaşanmış bir olayın sözle yazıyla başkalarına anlatıldığı anlatım biçimine öyküleme 8hikaye etme) denir. Bu anlatımda olay, yer, zaman ve kişi kavramlarına yer verilir. Kişi yaşadıklarını ya da tasarladıklarını bu kavramlar çerçevesinde dile getirir.

          Betimleyici anlatımda ise varlıklar okuyucu ya da dinleyicinin gözünde, zihninde canlanacak şekilde, ayırt edici nitelikleriyle resim çizer gibi anlatılmasıdır. Buna betimleme ya da tasvir etme de diyebiliriz. Burada gözlem esastır. Gözlemle elde edilen bilgiler açık, sade ve anlaşılır bir dille okuyucunun gözünde bir tablo misali canlanacak şekilde anlatılır.

           Betimlemede yazar ya da konuşmacı tasvir edeceği varlığı, kişiyi ya da durumu kendi bakış açısına, kendi görüş ve değerlendiriş biçimine göre anlatır yani kendi yorumunu katar. Betimlemeler insanı konu alabilir. İnsanın dış görünüşünün, fiziksel özelliklerinin (yüzü, gözü, saç rengi, kolları, bacakları, boyu vb.) yanı sıra iç dünyası ve karakter özellikleri ( sevdikleri, sevmedikleri, düşündükleri, tepkileri, duyguları, önem verdikleri vb.) de anlatılabilir.

          Öyküleme ile betimleme arasındaki fark, öykülemede olaylar, kişi veya kişilerin başından belli bir zamanda geçer. Betimlemede ise zaman akış içinde değildir ve kişi veya kişilerin başından geçen herhangi bir olay söz konusu değildir. Daha başka bir ifadeyle betimlemede belli bir zamanda durur nitelikte eylem veya varlıklar tanıtılır. Öykülemede ise zaman akış halindedir ve olaylar bu akış içinde verilir. Buna fotoğraf ya da film örneğini verebiliriz. Fotoğrafta zaman, olay ve varlıklar donmuş durumdadır. İşte betimleme de bu donmuş durumun sözcüklere dökülmüş şeklidir. Oysa filmde zaman, olay ve varlıklar hareket halindedir.  İşte öyküleme de belli bir zaman aralığında geçen olayları anlatan film gibidir. Bu açıklamalarımdan doğru anlatım biçimini seçmenin gerekli olduğunu görüyoruz.

         Yaşadığın bir olay varsa bunu karşı tarafa öyküleyici anlatımı kullanarak en iyi şekilde anlatabilirsin. Gezip gördüğün bir yer ya da gözlemlediğin durumları da en iyi şekilde betimleyici anlatımı tercih ederek anlatabilirsin. Bu, anlattıklarının daha doğru ifade edilmesini sağlarken karşı tarafın da seni daha iyi anlamasına yardımcı olur.

          Üçüncü anlatım biçimimiz ise açıklayıcı anlatım (açıklama) dır. Bilgi vermek amacıyla oluşturulan yazılarda ya da konuşmalarda kullanılan anlatım tekniğidir. Bu tür yazılarda amaç okuyucu ya da dinleyiciyi bilgilendirmek, ona bir şeyler öğretmek olduğu için sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. Burada önemli olan, yazarın ya da konuşmacının duygularına yer vermemesi, nesnel bir anlatımın hakim olmasıdır.

          Dördüncü anlatım tekniği ise tartışmacı anlatım (tartışma) dır. Yazarın ya da konuşmacının kendi doğrularına okuyucuyu ya da dinleyiciyi inandırmak, onu kendi gibi düşündürmek için kullandığı anlatım tekniğine tartışmacı anlatım denir. Amaç kendi düşüncesini savunmak, varsa yanlış düşünceyi çürütmek olduğundan yazar düşüncelerini sanki karşısında okuyucu varmış da onunla konuşuyormuş gibi ele alır. Kendi görüşünü ortaya koyar, karşıt görüşün dayanaksız olduğunu örnekleri ile gösterir. Bu yöntemde yazar ya da konuşmacı önce eleştirilecek olan düşünceyi verir. Kendi düşüncesinin doğruluğunu, eleştirdiği düşüncenin ise yanlışlığını savunur.

          Açıklayıcı ve tartışmacı anlatım karıştırılmamalıdır. Yazar ya da konuşmacı bilgi verecek ise açıklayıcı anlatım ile nesnel bir biçimde anlatır konusunu. Görüşlerine yer verecek ve bunların doğruluğunu savunacaksa hem nesnel hem öznel bir üslupla tartışmacı anlatımı tercih eder. Bu yüzden doğru anlatım biçimini seçmek gerekli ve önemlidir.

          Her konu, anlatılacakların türüne ya da amacına göre, değişik anlatım biçimlerini sözlü ya da yazılı olarak tercih edildiğinde kişiyi anlatımda başarılı kılar, anlatımı güzelleştirir ve okuyucuya ya da dinleyiciye katkı sağlar.

Yazdır Paylaş
Diğer Kader Ekiz Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek