Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin TBMM kürsüsünden, “PKK’ ya çocuklarımızı kaptırmamak için sizin tarikat cemaat dediğiniz STK’ları okullara sokup eğitiyoruz, buna da devam edeceğiz” açıklamasını yaptı. Bu açıklamayı yapmaya neden olan neydi? “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi kapsamında 81 ildeki tüm ilk ve orta öğretim kurumlarında imamların görevlendirilmesi toplumdan tepki çekince açıklama yapma gereği duymuştu. Ayrıca, öğrenci sayısı ve derslik sayısı fazla olan okullarda imam sayısının artacağına şüphe yok.
Ben Bakan beye soruyorum; “Sayın Bakan, Diyarbakır annelerine sorsun bakalım, evlatları dini inançları zayıf olduğu için mi yoksa NATO’ ya bağlandığımız emperyalist sistem 50 yıl bölgeyi işsiz, imarsız, çaresiz bıraktığı için mi kandırıldılar ve PKK’ ya katıldılar?”. Sayın Bakan, eğitim öğretim yılı başlarken de karma eğitim tartışması açtı ve kız okullarını savunmuştu. MEB’ in protokol imzaladığı Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Hayrat Vakfı, Yetim Vakfı, Birlik Vakfı, Server Yaşam Vakfı, gibi vakıflar eğitimde tarikat yapılanmasının önünü açanlardır
Bugün MEB’ de 10 binlerce öğretmen açığı varken ve yine atanamayan 10 binlerce öğretmen varken okullara kaç bin tane imam atamasının yapılacak olması Cumhuriyetimize karşı başkaldırıdır. Bakanın görevi Milli Eğitime karanlık müdahaleler yapmak değil, yurdum insanını çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmak, her inanca sahip insanlarımızı huzurlu kılmak için dinle imanla ilgilenmektir. Siz hiç iş bulamayan imam hatip ve ilahiyat mezunu gördünüz mü?
ÇEDES Projesi, Diyanet İşleri Başkanlığı patronluğunda, sözde değerler eğitimi adı altında milli eğitimi dinselleştirmeyi amaçlayan bir projedir. Bu anlayış, örgün eğitim sürecinde, dışarıdan unsurları okullarımızın işlevinin bir parçası yapmak, öğretmenlerimize güvenmemek ve yeterliliğini sorgulamak demektir. Böylesi bir tutum özellikle eğitimci kimliğinden yoksun, pedagojik formasyonu olmayan, çocuk ve öğrenci psikolojisinden habersiz
Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün, “Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, mürıtler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.” Sözünü duymamış veya duymazdan gelen bir bakandan söz ediyorum. Emperyalizme teslim olmuş, iş birliği yapmış tarikatların ülkemize ne gibi zararlar verdiğini biliyoruz, 15-16 Temmuz buna en büyük örnek.
servetsenyigit@gmail.com