Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’ nun, önceki hafta açıkladığı gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Ekdeksi’ ne göre 2023 yılında dünyada gıda fiyatları yüzde 10 düştü. Türkiye İstatistik Kurumu’ nun verilerine göre ise aynı dönemde Türkiye’ de gıda fiyatları yüzde 72 yükseldi. 2023 yılında enflasyonun yüzde 64.77 olarak açıklandığını düşünürsek gıda fiyatlarındaki artış enflasyonun üzerinde. Merkez Bankasının değerlendirmelerine göre tüketici enflasyonunu itici gücü.
Ahlaksızca yapılan aşırı zamların temelinde denetimsizlik yatıyor. Firmaların enflasyonu bahane ederek kar marjını aşırı yükseltmelerini denetleyecek bir yapı yok. Denetimsiz, başı boş bırakılmış, frenleri boşalmış bir piyasa var. İnsanlar da psikolojik olarak zamlara alıştırıldılar. “asgari ücrete zam geldi, her şeye zam gelir” algısı oluşturuldu. Asgari ücretin şubat ayında maaşlarına yansıyacağını bilerek yapıyorlar. Bunların üzerine de tekelleşen firmaların fiyat uygulamaları var.
Firmalar bilinçli bir şekilde piyasaya yeterli ürün üretimi yapmamaktadırlar. Talebin fazla gözükmesi, arzın talebi karşılayamaması ve fiyatların artması için yeterli üretimi yapmayıp talep fazlalığı oluşturarak fiyatları yukarı çeken tekel niteliğindeki gıda firmaları. KOBİ’ lere ve marketlere de fiyat dayatıyorlar. Marketlerle yaptıkları anlaşmalarda “Sen bu fiyatın altında satamazsın” diyorlar.
Tüm ülkede , hiçbir denetim mekanizması olmadığı gibi uygulaması da yok. Bu uygulamaları önleyecek hiçbir denetim mekanizması yok. Denetim mekanizması ivedilikle devreye alınmalıdır. Denetime ek olarak da, devlet üretimden başlayarak organize ettiği kooperatif marketler gibi kurumlarla piyasaya ucuz ürün sağlarsa fiyatlar düşer. Aslında bu denendi ancak doğru uygulamalar yapılmadığı ve kar amacı güdüldüğü için başarılı olamadı. Önceki yıl gıda fiyatları FAO’ nun belirttiği verilere göre dünyada rekor düzeye ulaştı.
Türkiye her ne kadar bazı üretim noktalarında güçlü olsa da birçok ham maddede ithalatçı durumda. Hem ithal ediyor olması hem de güncel döviz kurları nedeniyle Türkiye’ de gıda enflasyonu dahada artacak görülmektedir. Yaşanan olumsuzluklara rağmen Türkiye, orta ve uzun vadede şanslı çıkabilecek ülkelerden biri. Bizim hala ekilebilir toprak alanlarımız, üretimi artırabilecek çeşitliliğimiz, endemik bitkilerdeki avantajlarımız Avrupa ve dünyadaki birçok ülkeden daha iyi bir noktadayız. Ham maddelerin Türkiye’ deki üretimlerini artırmamız ithalatı azaltarak enflasyonu baskılamamız ve iyi bir ihracatçı konuma gelmemizi sağlayabilir. Bunun için de, tarım planlaması ve stratejilerinin yeniden düzenlenmesi ve denetlenmesi zorunludur.
Tarımda Türkiye’ nin en büyük sorunlarından biri bölünmüş arazilerde verimsiz üretimin yapılmasıdır. Bu nedenle de özel sektör, tarım çiftçisi ve devlet bir araya gelerek yapacakları toplantılarla hızlı bir dönüşümün planlamaları yapılmalıdır. Bir diğer önemli nokta da tarıma verilen desteklerdir. Bu desteklerin birçoğu boşa gitmektedir. Desteği alanlar o üretimi yapmıyor olabiliyor. Ayrıca destek planlı olmadığı için yanlış bir ekosistemde verimli olmayacak bir ham maddenin üretilmesi de mümkün olabiliyor. Bu nedenle uygun bir arazide uygun ürün üretimine yönelik bir ürün deseni haritasının oluşturulması Türk tarımı için çıkış noktalarından bir olabilecektir.
servetsenyigit@gmail.com
...