Vali Turan’dan proje sınıfına ziyaret
 İl Genel Meclisi’nden kamping alanına red
Bugün şiddetli yağmur bekleniyor
Paranoya ekibinden  Lüleburgaz’a özel teşekkür
Bu yazı 16 Ekim 2024, Çarşamba 09:18:46 tarihinde eklendi. 447 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

HAYATIN SENARYOSU: KENDİ ROLÜNÜ SEÇME CESARETİ - Burcu Çalışkan

HAYATIN SENARYOSU: KENDİ ROLÜNÜ SEÇME CESARETİ

 

“Bütün dünya bir sahnedir.” demiş Shakespeare. Öyleyse yaşadığımız hayat da, çocukluğumuzda elimize tutuşturulan bir senaryonun tezahürüdür.

Yaşam dönemlerimizde, üzerimize birer elbise gibi giydirilen “roller” söz konusudur. Fırlatılıp atılarak geldiğimiz bu dünyada, önce bir ‘’bebek’’ kimliği ile var oluyoruz. Sonra çocuk, öğrenci, abla, anne/baba, yaşlı gibi dönüşümlere uğruyor her bir etiketleme. “Kimlik” büyüleyici bir kavram halini alıyor çoğu zaman. Çünkü kimlik kavramı hem kendimizi nasıl gördüğümüz hem de diğerlerinin bizi nasıl gördüğüyle de ilgilidir aslında. Bugünlerde tercih edilen kimlikler giysi değiştirir gibi giyilebilen ve çıkarılabilen kimliklerdir.

Bazen bazılarımız için, yaşamındaki senaryoyu yazma konusundaki itici güç diğerlerinden gelen mesajlar, onların gözlerindeki yansımalar olabiliyor. Çünkü oynanan oyunlar, diğerlerinin beklentilerini karşılarsa onay görmeye başlıyorlar. Örneğin; böyle birinin yakın çevresi için en önemli değer statü sahibi olmak ise kişi kendini buna adamaya başlıyor. Ya da sadece statü, güç, unvan, para sahibi kişilere saygı göstermeyi öğreniyor. Bu tutumu, yaşadığı çevreyle uyumlanmasını ve kabul görmesini kolaylaştırıyor.

Kendini bununla var eden insan, yaşamını bir maske takarak sürdürmeyi alışkanlık haline getiriyor. Onay Bağımlılığı tam olarak burada devreye giriyor. Diğerlerinden ilgi, beğeni, görmek uğruna gerçeklikten ziyade sahnedeki gösteriye daha fazla değer vererek, kimlikleri arasında kaybolmaya başlaması kaçınılmaz oluyor. Bunu tıpkı fotoğrafla gerçeği birbirine karıştırmaya benzetiyorum.

Başkalarının gözünde nasıl karşılık bulduğunun izini sürmek, insanı kendinden uzaklaştırır. Üstelik bu tavır, insana otantikliğini kaybettirir.

Peki sen yaşamını, olmayı düşlediğin bir kimlik uğruna mı harcıyorsun yoksa kendini olduğun gibi mi benimsiyorsun?

Bugün kalemi eline alıp yeniden yazma şansın olan senaryonun sonuna geldiğinde asıl soru “Niçin diğerleri gibi olmadın?” mı olacak, yoksa “Niçin kendin gibi olmadın?” mı…

Senin de çoğu zaman ne olduğuna değil, nasıl göründüğüne kıymet verdiğin oluyor mu?

Senin en çok oynadığın roller ne bu hayatta?

Hepimizin bir hayat senaryosu olduğu ve burada bazı rollere sahip olduğu çarpıcı bir gerçek. Çevremizden aldığımız yıkıcı, negatif, benliğimizi değersizleştiren mesajlar bizi yanlış yönlendirebilir. Senaryomuza eklediğimiz bu verimsiz mesajlar gerçek gücümüzü görmemizi engeller. Olmak istediğimiz ile olduğumuzu sandığımız benliğimiz arasında psikolojik mesafelere yol açar.

Kendimizi olduğumuzdan farklı düşünmeyi, görmeyi içselleştirmiş olsak da potansiyelimiz her zaman içimizde keşfedilmeyi bekliyor olacaktır. Şartlanmış zihinlerimizi giydirilmiş kimliklerden soyutladığımızda ise o pırıl pırıl parlayan gerçeği karşımızda buluvereceğimize inanıyorum. Bu hepimizin özde sadece insan olduğumuz gerçeği ile ilgilidir. İnsanı, insana yaklaştıran sıcacık, gülümseyen ve güven veren bir gerçek.

Yaşam senaryonu değiştirmek parmak ucu kadar yakınında. Senaryoyu baştan yazmaya cesaretin var mı? Yoksa sadece ortam, oyuncular ve giysiler mi değiştirdiğini sandığın?

Sevgiyle kalın…

Yazdır Paylaş
Diğer Burcu Çalışkan Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek