“Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız”
Nazım Hikmet’ in unutulmaz dizelerinde ki bu güzel sözcükler kadınlarımızı ne kadar güzel anlatmış. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) 25 Kasım nedeniyle yaptığı araştırmanın sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Araştırmanın detaylarını açıklamadan önce sonucu hemen paylaşayım ; TV YAYINLARI KADINA ŞİDDETİ KÖRÜKLÜYOR.
Araştırma, 31 Ağustos – 24 Eylül 2024 tarihleri arasında, Türkiye genelinde haftada en az 1-2 gün televizyon seyreden 18 yaş üzeri kadın ve erkek katılımcılarla yapılmış. Katılımcıların yüzde 60’ ı kadın, yüzde 40’ ı erkeklerden oluşmuş. TV izleyicisinin yarısı gündüz kuşağı programlarını sakıncalı buluyor. Dizilerle kadına yönelik şiddetin sıradanlaştığı fikrine katılanların oranı yüzde 80’ i buluyor.
Oran olarak verirsek neler görüyoruz? TV yayınlarında, kadına yönelik şiddete rastlama oranı yüzde 90. Kadına şiddete “çok” ve “çok sık” rastlayanlar yüzde 74 oranında. Her 100 kadından 35’i, 100 erkekten 15’ i gündüz kuşağı programlarının sadık izleyicisi. Yarısı bu programları sakıncalı buluyor. Bu programların toplumumuzdan gerçek kesitler sunduğu ve eğitici olduğu ifadesi ise yüzde 23 ile en az onaylanan ifade. İzleyecek başka bir şey olmadığı için bu programları izleyenlerin oranı yüzde 39 ile ilk sırada. İkinci sırada yaşananları ilginç bulanlar var. Yerli dizilerde kadın karakterlerin “aldatılan, kötü kalpli, seksi, çaresiz, yalancı” olarak temsil edilmesi dikkat çekiyor. Kötü/olumsuz kadın karakterlere fazla yer verilmesi, daha fazla ilgi çekmesine ve reklam gelirinin yükselmesine bağlanıyor.
CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, “Bu rakamlar hepimiz için bir uyarı olmalıdır. Bu haliyle televizyonların, kadına yönelik şiddetin sürekli göz önünde olduğu tehlikeli bir yapıya dönüştüğü anlaşılmaktadır.” diyor. Kadına Yönelik Şiddetin, aslında geniş ölçüde yaşanan “Toplumsal Şiddet ve Kaos” ortamının bir parçası olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele yalnız ca kadının değil, bu mücadeleye inanan tüm erkeklerinde sorunudur.
Bu konuda, Eğitim, Adalet, Hukuk, Medya, Güvenlik ve akla gelebilecek her alanda seferberlik ilan edilmeli, toplumu şiddete yönlendiren unsurlar radikal ve cesaretli uygulamalarla kaldırılmalıdır.
servetsenyigit@gmail.com