Hayatımız boyunca çalışır, biriktirir, sevdiklerimiz için bir gelecek kurarız. Ama bir gün geldiğinde bu dünyadan ayrıldığımızda arkamızda kalanların bu birikimi nasıl paylaşacağı önemli bir konu hâline gelir. Ne yazık ki pek çok ailede miras paylaşımı yüzünden kavgalar hatta mahkemelik durumlar ortaya çıkabiliyor. Oysa tüm bunların önüne geçmenin kolay ve yasal bir yolu var: vasiyetname hazırlamak.
Vasiyetname, bir kişinin ölümünden sonra mal varlığının nasıl paylaşılacağını belirleyen yazılı bir belgedir. Yani biz hayattayken hazırladığımız bir vasiyetname ile öldükten sonra malımızın kimlere ve ne şekilde kalmasını istediğimizi -saklı paylara dikkat etmek şartıyla- önceden belirlemiş oluruz. Bu sayede, özellikle birden fazla mirasçının bulunduğu durumlarda yaşanabilecek anlaşmazlıkların önüne geçilir. Örneğin, üç çocuğunuz olduğunu düşünün. Belki içlerinden biri özel bir ilgiye ihtiyaç duyuyor, belki birine daha önce arsa verdiniz ve eşit dağıtım yapmak istiyorsunuz. İşte bu gibi durumları net bir şekilde ifade etmek için vasiyetname iyi bir araçtır. Ayrıca yasal mirasçılarınız dışında örneğin çok yakın bir arkadaşınıza ya da bir hayır kurumuna mal bırakmak isterseniz de yine vasiyetname hazırlamanız gerekir. Çünkü bu tür iradi mirasçılık, ancak vasiyetname ile yasal hâle gelebilir.
Peki vasiyetnameyi kimler yapabilir? Türk Medeni Kanunu'na göre, on beş yaşını doldurmuş ve ayırt etme gücüne sahip olan herkes vasiyetname düzenleyebilir. Yani vasiyetname yapabilme ehliyeti için iki unsur aranmakta; on beş yaşımı doldurmuş olmak ve ayırt etme gücüne sahip olmak. Aslında on beş yaşın küçük bir yaş olduğunu pekâlâ söyleyebiliriz. Zaten hukuken de bu kişi küçüktür. Zira erginlik on sekiz yaşın doldurulmasıyla kazanılır. Hukukumuz on sekiz yaşını doldurmamış herkesi “küçük” olarak nitelendirmektedir. Burada ek parantez açmak gerekirse erginliğin kazanılması yollarından biri de evliliktir. İstisnai olarak on sekiz yaşını doldurmamış bir kişinin yaptığı evlilik de kişiyi ergin kılar.
Ayırt etme gücü ise kişinin yaptığı işlemin sonuçlarını anlayabilecek durumda olması demektir. Yani kişi, hazırladığı vasiyetnameyle kime ne bıraktığını, bunun ne anlama geldiğini idrak edebiliyor olmalıdır. Örneğin, akıl hastalığı yaşayan bir kişi, vasiyetname hazırlarken muhtemelen ne yaptığının farkında değildir. Bu durumda, o kişinin yaptığı vasiyetname geçerli sayılmaz. Çünkü hukuken böyle bir kişinin iradesi geçerli sayılmayacak kadar zayıftır. Hukuk ayırt etme gücü olmayanların iradesine sonuç bağlamaz.
Akıl hastalığı dışında alkol veya başka bir madde etkisi altında olan bir kişi de ayırt etme gücünden yoksun olabilir. Bilindiği üzere alkol etkisinde olan bir kişinin düşünme ve karar verme yeteneği zayıflar. Bu sebeple eğer bir kişi alkol etkisi altında vasiyetname yapmışsa ve alkol kişinin iradesini düzgün bir şekilde kullanmasını engelliyorsa o kişinin hazırladığı vasiyetname geçerli sayılmayabilir. Ancak olaya göre durum farklılık gösterebilir. Eğer kişi alkol etkisinde olmasında rağmen akıl sağlığını ve iradesini kaybetmemişse vasiyetname geçerli kabul edilebilir. Kısaca her olay bazında ayrı değerlendirme yapmak gerekir.
Bu noktada vasiyetnamenin üç farklı şekilde yapılabileceğini belirtmek gerekir. Kanuna göre vasiyetname; resmi olarak, kişinin kendi el yazısıyla, ya da sözlü olarak düzenlenebilir. En çok tercih edilen ve en güvenli olan ise resmi vasiyetnamedir. Çünkü noter huzurunda ve tanıklarla yapılan bu işlem hem şekil şartlarını karşılar hem de sonradan çıkabilecek şüpheleri en aza indirir. El yazılı vasiyetname de geçerlidir; ancak bazı dikkat edilmesi gereken ayrıntıları vardır. Yazının baştan sona kişinin kendi el yazısıyla yazılması ve imzalanması gerekir. Sözlü vasiyetname ise daha çok istisnai durumlar içindir; örneğin kişi ölüm tehlikesi altındaysa ve yazılı vasiyet yapacak imkânı yoksa, iki tanık huzurunda sözlü olarak son arzusunu beyan edebilir.
Görüldüğü gibi vasiyetname hazırlamak zor değil ama ciddi bir iştir. Bir gün arkamızda bir miras kalacaksa, bunun nasıl paylaşılacağını şansa bırakmak yerine kendi ellerimizle düzenlemek hem bize hem de sevdiklerimize huzur kazandırır. Çünkü en zor zamanlarda bile netlik, insanlara güven verir. Bu bakımdan geçerlilik şartlarını bilmekte fayda vardır.
Miras Kavgasına Son: Resmi Vasiyetnameyle Her Şey Net
Bu noktada en çok sorulan sorulardan biri şudur: “En güvenilir vasiyetname türü hangisidir?” Cevaba rahatlıkla resmi vasiyetname diyebilirim. Çünkü hem hukuken en güçlü olandır hem de uygulanmasında en az sorun çıkan türdür.
Resmi vasiyetname, en güvenilir vasiyetname türlerinden biridir dedik. Peki bu vasiyetnamenin resmi bir geçerliliği olması için nasıl yapılması gerekiyor? Resmi vasiyetname, noter gibi bir resmi görevli huzurunda ve iki tanığın katılımıyla düzenlenen yazılı bir belgedir. Miras bırakmak isteyen kişi, son arzularını bu resmi görevliye bildirir. Görevli kişi bu beyanları yazar ya da yazdırır. Ardından yazılan metin miras bırakana okunur. Kişi okunan metnin içeriğini anladığını ve onayladığını belirtirse imzasını atar. Sonra resmi görevli de bu belgeye tarih koyar ve kendi imzasını atar. Böylece resmi vasiyetname tamamlanmış olur. Tanıklar bu sırada vasiyetnamenin içeriğini okumazlar. Ancak miras bırakan kişi, kendi son isteklerini tanıklara açıkça anlatmak zorundadır. Tanıklar ise, bu beyanın kendileri önünde ve kişinin akıl sağlığı yerindeyken yapıldığını onaylayarak vasiyetnameyi imzalarlar.
Tabii bu kadar önemli bir belge hazırlanırken tanık ya da resmi görevli olacak kişilerin kimler olamayacağı da açıkça belirlenmiştir. Örneğin, okuma yazma bilmeyen kişiler, fiil ehliyeti olmayanlar (yani kendi kararlarını veremeyecek durumda olanlar) ve devlet memurluğundan yasaklı kişiler bu işlemlerde görev alamaz. Ayrıca miras bırakanın eşi, anne-babası, çocukları, kardeşleri ve onların eşleri de vasiyetnameye tanık ya da görevli olamazlar. Bu kuralların amacı vasiyetnamenin güvenli ve adil bir şekilde hazırlanmasını sağlamaktır. Öyle ki vasiyetnameye tanık ya da görevli olarak katılan kişilerin kendilerine veya yakınlarına bırakılan miraslar geçersiz sayılır. Yani kimse kendi lehine olacak bir vasiyette hem düzenleyici hem de tanık olamaz.
Resmi vasiyetname, özellikle yaş ilerledikçe ya da mal varlığı çok olan kişilerin tercih ettiği bir yöntemdir. Çünkü bu tür vasiyetnameler noter tarafından düzenlendiği için hem hukuken geçerliliği yüksektir hem de sonradan “bu belge sahte” ya da “bu kişi o gün akıl sağlığı yerinde değildi” gibi iddiaların önüne geçilmiş olur. Kısacası hem miras bırakanın içi rahat olur hem de geride kalanlar için tartışma yaratacak belirsizlikler ortadan kalkar.
Unutulmamalıdır ki hayat belirsiz ancak vasiyetname net olmalıdır. Eğer siz de mallarınızın ya da birikimlerinizin ölümünüzden sonra kime, nasıl geçeceğini şimdiden belirlemek, inisiyatif almak istiyorsanız resmi vasiyetname yapabilirsiniz. Bu yazıda yer alan bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır. Kişisel durumunuza uygun destek ve danışmanlık almak için bir avukata başvurmanız gerektiğini unutmayınız. Bir sonraki yazıda vasiyetname 101 ile devam edeceğiz. Görüşmek dileğimle...